Diğer Haberler Son Dakika 

FITIR SADAKASI VE ORUÇ FİDYESİ

Fıtır sadakası, ramazan ayının sonunda gücü yeten Müslümanın ödemekle yükümlü olduğu bir sadakadır. Ramazan ayını yaşamanın, onun mükâfat ve bereketinden faydalanmanın bir şükran belirtisi olarak verilen bu sadaka, Türkçede “fitre” olarak anılmaktadır.

Hanefilere göre vacip, diğer mezheplere göre farz olan bu fitrenin verilme zamanı ramazan bayramının birinci günü olmakla birlikte, bayramdan önce de verilebilir. Hatta bu daha faziletlidir. Fitre yükümlüsünün Müslüman olması gerekir. Fıtır sadakasının mali yönü ağır bastığından dolayı bununla yükümlülük için akıllı ve ergen olmak şart değildir. Bu yüzden çocuğun veya akıl hastasının malından, velisinin fitre vermesi gerekir.

Temel ihtiyaçlarının ve bir yıllık borçlarının dışında nisap miktarı (80.18 gr. altın veya bu değerde) mala sahip olan Müslümanlar kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için fıtır sadakası vermekle yükümlüdürler. Buna karşılık kişinin ana-babası, büyük çocukları, karısı, kardeşleri ve diğer yakınları için fitre ödeme zorunluluğu yoktur. Fakat vekâletleri olmasa bile, bu kişiler için fitre verilirse, geçerli olur.

Fidye ise, bir kimseyi bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtarmak için ödenen bedel demektir. Dinî bir terim olarak fidye, oruç ibadetinin eda edilememesi sebebiyle veya hac ibadetinin edası sırasında işlenen birtakım kusurların giderilmesi için ödenen maddi bedeli ifade eder.

Oruç fidyesi, oruç ibadetinin eda edilememesi sebebiyle ödenmesi gereken maddi bedeldir. Bir fidye, bir kişiyi bir gün doyuracak yiyecek miktarı veya bunun ücretidir. Bu da, “sadaka-i fıtır” ile aynı miktarı ifade eder. Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, ileride tutabilecek duruma gelirlerse; fidyelerini vermiş bile olsalar, tutamadıkları oruçları kaza ederler. Oruç tutabilecek sıhhate kavuştuklarında, önceden verdikleri fidyeler, bağış/sadaka hükmünde olur.

Kuran-ı Kerim’de, “Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir yoksul doyumu fidye öder” (Bakara 184) buyrulmaktadır. Buna göre, ihtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra bu oruçları kaza etme imkânı bulamazsa; her gününe karşılık bir fidye öder.

Fıtır sadakası veya oruç fidyesi, bir kişinin bir günlük (iki öğün) normal gıda ihtiyacını karşılayacak yiyecek miktarı veya bunun ücretidir. Din İşleri Yüksek Kurulu 2023 yılı için bu rakamı 70 TL olarak belirlemiştir. Belirlenen bu miktar, fitre veya fidyenin asgari ölçüsüdür. İmkânı olan, kendi hayat standartlarına uygun olarak daha fazla verebilir ki, faziletli olan da budur.

Fitre de, fidye de, verileceği yerler bakımından zekâtın benzeridir. Bu tür sadakaların kimlere verilebileceği Tevbe suresinin 60’ıncı ayetinde net bir şekilde belirtilmiştir. Ayet-i kerimede, sekiz zümre (Yoksullar, düşkünler, sadakaların toplanmasında görevli olanlar, kalpleri kazanılacak olanlar, azat edilecek köleler, borçlular, Allah yolunda çalışanlar ve yolda kalmışlar) olarak belirlenmiş olup sayılanların dışında kalan kişi ve kuruluşlara verilmeleri caiz değildir.

Fıtır sadakası veya fidye, kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul Müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını veya oruç fidyesini kendi usûl ve füruuna veremez. (Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; füruu ise; çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.) Ayrıca eşler de birbirlerine zekât, fitre ve fidye veremezler. Bunların dışındaki kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları; gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine zekât, fitre ve fidye verilebilir.

Fitre veya fidye verecek kimselerin zekâtta olduğu gibi öncelikle bulundukları yerdeki fakirlerden ve fitre verilmesi câiz olan akrabalarından başlamaları daha uygundur. Fitre verilecek kişilerden dindar ve güzel ahlâklı olanlarının tercih edilmesi mümkün olduğu gibi, bu konuda yoksulluk derecesi de ölçü alınabilir.

Fidyelerin tamamı bir fakire topluca verilebileceği gibi, ayrı ayrı fakirlere de verilebilir. Fidye verirken, bir fidye miktarının bölünmeden bir fakire verilmesine dikkat edilmelidir. Mesela 70 TL olan fidyenin yarısı bir fakire, diğer yarısı da başka bir fakire verilmemeli; her bir fidyenin tamamı bir fakire verilmelidir. Aynı durum fıtır sadakası için de geçerlidir. Ailenin vereceği fitrelerin tamamı, bir fakire verilebileceği gibi, ayrı ayrı fakirlere de verilebilir. Birden fazla fakire dağıtılacaksa; aynen fidyede olduğu gibi, bir fakire verilecek olan her bir fitre parçalanmadan verilmelidir.

Bütün ibadetlerde olduğu gibi fitre veya oruç fidyesi de, geciktirilmeyip zamanında yerine getirilmelidir. Bununla birlikte zamanında ödenmemişse, bunların mümkün olan ilk fırsatta ödenmesi gerekir. Fitre veya oruç fidyesi verecek gücü olmayanların, bu konuda sorumlulukları yoktur.

       (Yararlanılan Kaynaklar: TDV İslam Ansiklopedisi, Din İşleri Yüksek Kurulu Kararları, Prof. Dr. Hamdi Döndüren-Fıtır Sadakası)

       Hazırlayan: Bahtiyar Budak–Emekli Edebiyat Öğretmeni

En son Haberler