Bizden Haberler Son Dakika 

Hafız Mehmet Yaşar Coşkun”1933-1993″

HAFIZ MEHMET YAŞAR COŞKUN

(ÂMÂ HAFIZ)

1933 yılında Beşikdüzü Resullü köyünde doğdu. Babası Kahyaoğulları ailesinden Mustafa–Fatma çiftinin oğlu İbrahim Coşkun (1913-1998), annesi aynı aileden Hasan–Hatice çiftinin kızı Fatma Coşkun (1907-1984) hanımdır.

Mehmet Yaşar, doğuştan görme engelli olduğundan okullar yoluyla okuryazar olamadı. On yaş civarında işitsel ve mantıksal algılama ve öğrenme becerisinin çok güçlü olduğu babası ve büyükbabası tarafından fark edildi. Bu güzel çocuğa hafızlık eğitimi verilmesi için ilk adım büyükbaba tarafından atıldı.

Büyükbaba Mustafa Kahyaoğlu (1877-1946); hafızlık ve temel dini bilgilerini, Oğuz’da (Türkelli) klasik usulde medrese eğitimi yürüten aynı köyden Ali Kurt (1860-1916) ile Akkese köyünden Kasım (Katırcı) Gökmen (1893-1966) hocalardan tahsil etti. Cumhuriyetin ilk yıllarında medreselerin kapatılması üzerine eğitimi yarıda kalmış medrese öğrencilerine Oğuz ve çevresinde Hacı Hafız Efendi olarak bilinen Hafız Hacı Ali Uzunboy Hocamız (1872-1968) sahip çıktı. Mustafa Kahyaoğlu hocamız da Kur’an ilimleri ve Arapçasını geliştirmek için Hacı Hafız Efendi’nin ders halkasına katıldı. Bu arada oğlu İbrahim de hafızlık eğitimini Hacı Hafız Efendi’de tamamladı ve hocanın ilk dönem hafızlığını dinlettiren talebelerinden biri oldu. Hafız Mustafa Kahyaoğlu, hafız Hüseyin Demirci ve Oğuz halkı arasında Egeli Hoca olarak hürmetle anılan, Giresun Çanakçı ilçesi Ege köyünden olup köyün iki muhtarlığa ayrılması sonucu yeni adı Yeşilköy olan köye kayıtlı Mustafa Karakol (1907-1962), Hacı Hafız Efendi’nin yardımcıları olarak farklı zaman dilimlerinde hafızlığa ilk başlayanların derslerini izlediler.

Mehmet Yaşar, hafız baba İbrahim Kahyaoğlu ile hafız büyükbaba Mustafa Kahyaoğlu’nun yoğun ilgi ve destekleriyle hafızlık eğitimine başladı. Baba İbrahim Hafız’ın hem ticaretle uğraşması hem de fahri imamlık vazifeleri nedeniyle çocuğuna ayıracak zamanı kısaldı. Mehmet Yaşar’ı kendisi ve babasının hocası Hacı Hafız Efendi’ye götürdü. Bir süre sonra ise Hoca Hacı Hafız Efendi bu kabiliyetli çocukla ilgilenilmesini ilk yetiştirdiği hafızlara bir vecibe ve sorumluluk olarak havale etti.

Hacı Hafız Efendi’nin ilk hafızlarından Hafız Emin Kılıçarslan, Hafız Hüseyin Demirci, Hafız Mehmet Demirci, Hafız Hasan Dadandı, Hafız Bektaş Bektaş; Mehmet Yaşar’ın hafızlığını tamamlamasında kendisine öğretmenlik ve rehberlik edenlerin başında gelir. Kutluca köyünden hafız Zekeriya Bebek ise yirmi yaşına girmeden önce yöneticisi olduğu Kur’an Kursunda Yaşar hafız için  Hafızlık belgesi düzenledi. Ayrıca Hafız Mehmet Yaşar’ı Büyükliman ve çevresinde devlet protokolü ve kamuoyuyla tanıştırdı.

Braille alfabesinin henüz Türkiye’de tanınmadığı ve Türkçemize uyarlanmadığı bir dönemde görme engelli bir insana hafızlık eğitiminin verilmesi ve hayatın olağan akışı içinde sosyalleşme sürecine dâhil edilmesi her türlü takdirin üstündedir.  Mükemmel diyebileceğimiz zekâ kapasitesi ve sözel yeteneğe sahip olan Mehmet Yaşar Coşkun eşine ender rastlanan örnek bir hafız ve kişilik olarak hafızalara kazındı. Mahallede, köyde, şehirde, yaylada, her bulunduğu mekânda dini ve sosyal hizmetlere katıldı. Toplumla içli dışlı yaşadı.

Yaşamı boyunca Büyükliman ve köylerinde oturan ailelerin sünnet, düğün, davet, kandil, mevlit, asker uğurlama ve karşılama, cenaze hizmetleri gibi program ve düğünlerinde Kur’an ve mevlit okuyarak dinleyenlere manevi ziyafetler sundu. Düzenlenen programların özellikle son bölümündeki duaları büyük bir coşku ve samimiyetle ifa etti. Camilerde gönüllü mevlithan ve müezzin olarak sayısız görev yaptı. Bir müddet sonra resmi görev alan babasının imam, kendisinin de gönüllü müezzin olarak cemaate ve genel olarak topluma sağladıkları hizmetler bir yad-ı cemil olarak kaldı. Sürekli hafızlarla ve hocalarla birlikte olması hasebiyle şifahî gelenek olarak bilinen sözlü öğrenme yöntemiyle ilmihal bilgilerini cemaate sunabilecek düzeyde öğrenip pekiştirdi. Üç kuşak boyunca ailenin yetiştirdiği Kur’an hafızları Allah rızası için salih amellerle yaşadılar ve sosyal çevrelerinde yaşanmasına çalıştılar.   

Hocalık ve eğitim etkinlikleri yapmak için altmışlı yılların ortalarında cerre gitti. Kadrolu imamların atanmadığı geçmiş zamanlarda fahri imamların veya medrese öğrencilerinin dini hizmetlerde bulunmak üzere özellikle Ramazan ya da üç aylarda belde ve köylere gitmelerine cer denir.  O günlerde cami cemaati zekât, fitre ve oruç fidyeleriyle diğer hayırlarını cer yapan hocalara verirlerdi. Aile geçiminin vasıtası olan işbu kazançlar Ramazan ayında toplanır, bu gelir kaynağı Ramazanlık diye tesmiye edilirdi. Mehmet Yaşar hocamız cer amacıyla, hocası Hacı Hafız Efendi’nin oğulları veya hafız talebeleri refakatinde Giresun, Samsun, Sinop, Zonguldak illeri ve ilçelerine gitti. Oğuz’un yetiştirdiği İslam âlimi Hacı Hafız Efendi de Beşikdüzü’nde Resullü, Dolanlı (Aruz), Çakırlı, Eynesil’de Belen(Köseli), İshaklı, Aralık köyleri, Vakfıkebir Çavuşlu ve Çarşıbaşı Kadıköy’ünde cerre gitmişlerdir.

Aile geçimi tarım ve hayvancılık faaliyetleri ile sağlandı. 1954 yılında Kahyaoğlu ailesinden Ali-Güller çiftinin kızı Hanife (Havva, 1934) hanımla evlendi. Fatma, Mustafa, Ramazan, Huriye, Emriye, Halil İbrahim olmak üzere altı güzel çocuk yetiştirdi. Hafız Mehmet Yaşar Coşkun 10.03.1993 tarihinde Rahmeti Rahman’a kavuştu. Resullü mahallesi aile mezarlığına defnedildi.

Ömrü boyunca Ehl-i Sünnet vel-Cemaat çizgisindeki yaşayışını aksatmadan sürdürdü. Rabbim mekânını cennet eylesin.

Araştırma:

İbrahim DEMİRCİ

Şubat-2021, Beşikdüzü.

Videolar :Halil İbrahim Coşkun

En son Haberler