Diğer Haberler Son Dakika 

ZARARLI MESCİT (MESCİD-i DIRÂR)

       “Secde edilen yer” anlamına gelen mescit; Kuran-ı Kerim, hadisler ve ilk İslâm kaynaklarında cami karşılığında kullanılmıştır. Kuran-ı Kerim’de Mescid-i Haram on beş ayette, Mescid-i Nebevî veya Mescid-i Kubâ’nın kastedildiği “takva temeli üzerine kurulu mescid” (Tevbe 108), Mescid-i Aksa (İsrâ 1) ve Mescid-i Dırâr (Tevbe 107) birer ayette zikredilmektedir.        “Toplayan, bir araya getiren” anlamına gelen cami, başlangıçta sadece cuma namazı… yazının devamı...
Diğer Haberler Son Dakika 

KURAN-I KERİM’DE, ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLME ÖRNEKLERİ

       1- Ölümlerinden Sonra Diriltilen Kuşlar: İbrahim Peygamber, yırtıcı hayvanların parçalayıp yedikleri bir hayvan leşi görmüş; bu manzarayı hayretle seyrettikten sonra, “Ya Rabbi! Senin, şu ölü hayvanın parçalarını, şu yırtıcı hayvanların ve kuşların midelerinden çıkarıp bir araya getirebileceğine ve diriltebileceğine inanıyorum. Yalnız ölüleri nasıl dirilttiğini bana göstermeni istiyorum” demişti. Hz. İbrahim, ölülerin diriltilmesi konusunda asla şüphe etmemiş; sadece nasıl dirilttiğini… yazının devamı...
Diğer Haberler Son Dakika 

SALÂTÜSELÂMIN ANLAM VE ÖNEMİ

       Sözlükte “dua, tazim, rahmet” gibi anlamlara gelen salât ile (çoğulu salavat) “esenlik” manasındaki selâm kelimelerinden oluşan salâtüselâm; Hz. Peygamber’in (s.a.s.) manevi şahsiyetini selâmlama anlamında bir tabirdir.  O, bir beşerdir; ancak herhangi bir beşer değildir. Zira O’na iman etmeyen Allah’a iman etmiş olmaz. O’na saygı göstermek imanın gereğidir.        Ahzâb suresinin 56’ıncı ayetinde; Allah ve meleklerin peygambere salât ettiği belirtildikten sonra; iman edenlerin de salât etmesi… yazının devamı...
Diğer Haberler Son Dakika 

MÜSLÜMANLARLA MÜŞRİKLER ARASINDAKİ İLK ANTLAŞMA (HUDEYBİYE BARIŞ ANTLAŞMASI)

       Peygamberimiz (s.a.s.), gördüğü bir rüya üzerine,  628 yılı zilkade ayında, bin dört yüz kişi ile birlikte, umre için Mekke’ye hareket ettiler. Altı yıldır Kâbe ve Mekke özlemi çeken Müslümanlarda, büyük sevinç ve heyecan vardı. Müslümanların gelişini haber alan müşrikler, onları Mekke’ye sokmama kararı aldılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber, Mekke’ye yaklaşık 17 km. uzaklıkta olan Hudeybiye denilen yerde konakladı. Mekke’den… yazının devamı...
Diğer Haberler Son Dakika 

SEHİV SECDESİ NEDİR VE NASIL YAPILIR?

       Namazlardaki belirli eksiklik, fazlalık veya yanlışlıkları telâfi etmek amacıyla yapılan iki secdeye sehiv (yanılma) secdesi denir. Hz. Peygamber (s.a.s.), beşer olmanın tabii bir sonucu olarak namaz esnasında meydana gelen bazı eksiklik ve yanlışlıkların sehiv secdesi yapılarak telâfi edilebileceğini bildirmiştir.        Unutularak bir rüknün geciktirilmesi, tekrarlanması, öne alınması veya bir vacibin terk edilmesi hâlinde noksanlığın giderilmesi için sehiv secdesi yapılması… yazının devamı...
Diğer Haberler Son Dakika 

CİLDE YAPILAN DÖVMELER

       “İnsan cildinde boya maddesiyle yapılan kalıcı şekil” diye tarif edilen dövmenin ilk örneklerine milâttan önce Mısır mumyalarında rastlanmaktadır. Dövme ilâhî dinlerin tamamında yasaklanmıştır. Hz. Peygamber (s.a.s) döneminde, Cahiliye çağının bir uzantısı olarak özellikle kadınlar arasında yaygın bulunuyordu. En güzel şekilde yaratılan insanın tabii görüntüsünde değişiklikler yapılmasını hoş karşılamayan Hz. Peygamber, bu türden çeşitli uygulamalar yanında dövmeyi de yasakladı; dövme… yazının devamı...
Diğer Haberler Son Dakika 

BUGÜN TERVİYE, YARIN AREFE GÜNÜDÜR!

       Bugün, zilhicce ayının sekizinci günü olan terviye günüdür; yani hacı adaylarının, ihramlarını giyerek Arafat’a doğru hareket ettikleri gündür. “Düşünmek, akıl yormak; sulamak, suya kandırmak” gibi anlamlara gelen terviye, haccın prensiplerinin ifasına başlanılan ilk gün olması bakımından önemlidir.         Eskiden Mina ve Arafat’ta su temininde güçlük çekilirdi. Mekkelilerin, hacılar için su depo ettikleri ve arefeden bir gün önce hem hacılara,… yazının devamı...
Diğer Haberler Son Dakika 

NAMAZLARDAKİ REKÂT SAYISI

       “Boyun eğmek, eğilmek” anlamındaki rükû mastarından türeyen rekât; terim olarak namazın kıyam, kıraat, rükû ve iki secdeden ibaret her bir bölümünü ifade eder. Dolayısıyla bir namazda kaç rükûa varsa, o kadar rekâta sahiptir. Hz. Peygamber’in (s.a.s.), imama rükûda yetişen kişinin o rekâta yetişmiş sayılacağına dair açıklaması da bu kanaati desteklemektedir. Bir rekâtı oluşturan unsurlar; kıyam, kıraat, rükû ve iki secdedir. Ayrıca ilk rekâtta… yazının devamı...
Diğer Haberler Son Dakika 

       ALLAH’IN HER İŞİNDE HAYR VARDIR      

       Kuran-ı Kerim’de hayrın Allah’ın elinde olduğuna dair pek çok ayet-i kerime varken; bunun zıddı olan şerrin, Allah’ın kudretinde olduğuna dair hiçbir ayet yoktur.        “Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir…” (Nisa 79) ayetinde; iyiliğin Allah’tan, kötülüğün ise insandan olduğu Rasûlüllah muhatap alınarak ifade edilmiştir. “Gerçek şu ki, Allah insanlara zerrece kötülük etmez; fakat insanlar kendilerine kötülük… yazının devamı...
Diğer Haberler Son Dakika 

LEVH-İ MAHFÛZ NEDİR?

       Burûc suresinin 21-22’inci ayetlerinde, “Şüphesiz o şanı yüce bir Kuran’dır; levh-i mahfuzdadır” buyurulmaktadır. Bu ifadelerde, inkârcıların; “O, sihirdir, beşer sözüdür, öncekilerin efsaneleridir” gibi asılsız iddialarla inkâr ettikleri Kuran’ın, levh-i mahfuzda korunmuş Allah kelâmı ve şanı yüce Kuran olduğu vurgulanmıştır.        Kuran’ın levh-i mahfuzda olduğunun belirtilmesi; onun hiçbir zaman tahrif edilmeyeceğini, her dönemde bütün keyfî ilavelerden, çıkarmalardan ve lafzi değişikliklerden korunacağını ifade eder.… yazının devamı...