ALLAH’A Teslim Olmanın Huzuru
Allah’a teslim olan bir insan artık Allah’ın izniyle dünyada ve ahirette kurtuluşa ermiştir. Başına gelen hiçbir olay onu üzemez, mutsuz etmez ya da tedirgin edemez. Çünkü Allah’a güvenip dayanan bir kişi, evrendeki her olayın, her şeyin varlığı boyunca görüp geçireceği halleri, hadiseleri tespit eden ve ona göre yaratan Allah’ın kontrolünde olduğunun bilincindedir.
Allah’ın varlığını ve birliğini görmezden gelen ve başıboş olarak yaşadığını zanneden insan ise hiçbir zaman gerçek huzuru ve güvenliği yaşayamaz. Her an bir zorlukla karşılaşılabilecek olmanın verdiği korku ve endişe onu tedirgin eder. Oysa Rabbimiz kulları için zor olanı değil, kolay olanı dilemektedir. Allah’a ve O’nun yarattığı kadere teslim olmak insanı kolay olanda başarılı kılacaktır.
“Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.’’ (Bakara Suresi, 112)
Allah’ın izniyle müminlerin yaşamında hüzne ve karamsarlığa yer yoktur. Başlarına gelen her olayın Allah’ın dilemesi ile gerçekleştiğini bilen mümin bunun konforunu yaşamaktadır. Allah olumsuz gibi görünen olayları bir hayırla yarattığını bildirmiştir:
“…Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, 216)
Allah’a güvenmek; her olayda O’na teslim olmak ve hiçbir kuşkuya kapılmamaktır. İşte mümin Allah’a böyle güvenip dayanır, O’na teslim olur. Korkusuz, rahat ve huzurlu bir yaşam sürer.
Allah’ın dinini tebliğ eden Peygamberler, elçiler ve onlarla birlikte yol alan müminler de yaşamları boyunca birçok zorlukla karşılaşmış, yaşadıkları yerlerden uzaklaştırılmışlardır. Ancak tam bir teslimiyet göstererek Allah Katında güzel bir makama sahip olmuşlardır.
“Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever.’’ (Al-i İmran Suresi, 146)
Müminler Allah’ın kendilerine kaldıramayacağı yükü vermeyeceğini bilirler. Her durumda Allah’a teslimiyet gösterirler ve teslimiyetlerinde kararlı bir tutum sergilerler. “… De ki: “Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O’na tevekkül etsinler.”” (Zümer Suresi, 38) ayetiyle haber verildiği gibi müminin Allah’tan başka tevekkül edeceği kimsesi yoktur.
Ancak Allah’a teslim olmak, kişinin kendisini her şeyden çekerek oturması anlamına gelmez. “teslim oldum” diyerek hiçbir önlem almamak şeytani bir ibadet olur. Mümin bir konuda alması gereken bütün tedbirleri alır, elinden gelen her şeyi yaptıktan sonra Allah’a tevekkül eder.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) teslimiyet ile ilgili şöyle buyurmuştur:
Mümin kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır. Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum, sadece mümine hastır, başkasına değil: Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder, bu ise hayırdır; bir zarar gelse sabreder, bu da hayırdır.” (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, s.208)
Mine Çakır