Saydır Trabzon saydır!

Spor Yazarı Osman Tanburacı, Şampiyonlar Ligi’nde Trabzonspor’un Inter karşısında elde ettiği zaferi kaleme aldı.

Saydır Trabzon saydır. Çek tetiği şerefe, bu senin hakkın. İnter’e sahayı dar ettin…

Yukarıda Allah var, her mazlumun da bu dünyada alınacak hakkı var.

Meğer UEFA Trabzon’u boşuna çağırmamış!

Güç ispatına, üç puana, itibara da bu milletin hakkı var.

Helal sana Trabzonspor.

Bilmem ki ne diyeyim;

Teşekkür sana küçük kalır, bu maçın takdir hakkı doğrudan doğruya minnettir.

Sana hakkını veren de UEFA’dır.

Guiseppe Meazza’da İnter’i yenmenin gururu

Bunları söylememe neden, Trabzon’un düştüğü durumdur.

Egemen, Umut, Selçuk, Ceyhun gitti…

Şenol Güneş yılmadı, iddiaya devam etti.

Engin Baytar, Yattara, Jaja kayıplara karıştı Trabzonspor başka takımların yapamadığını yaptı.

Müthiş bir şey.

Gel de bu şehri kutlama, gel de yüz akımıza methiyeler düzme.

Dile kolay geçen senenin iki şampiyonundan biri olan Trabzonspor’dan tam 7 kişi ayrılıyor ve Trabzonspor ucuz maliyetle kurduğu yepyeni takımla gidip İtalya’da hem de Guiseppe Meazza’da İnter’i yeniyor.

Sana da Teşekkürler UEFA, Trabzonspor’a kendini gösterme fırsatı verdiğin için.

Ayıbımızı örttüğün için.

Şenol Güneş, güneşi kıskandırır

Kararan bir tabloda güneş gibi parlayan bir Güneş.

Şenol Güneş…

Mütevazı bir kişilik, haksızlığa baş kaldıran bir kimlik. Ağzını bozmadan, sözleriyle fikre ışık tutan bir beyefendilik.

Cezalı!

Nasılsa?…

Yerine; Ünal Karaman var. İşte takım olmak budur.

Bravo Ünal Hoca!

Sana da helal olsun Şenol Güneş. Gadre uğramak, çelmelenmek, sendelemek sizi yere düşürmüyor.

Kim demişse güzel demiş;

‘Bize her yer Trabzon’

Bugün Trabzonlu olmak varmış… Galatasaray, Fener, Beşiktaş, Bursa, Antalya, Antep bugün hepsi Trabzon.

Milano bile Trabzon bugün!

Doğru kadro mükemmel sonuç

Trabzon sahaya çıktığında iki şey geldi aklıma;

1-Serkan neden sağ ileri?

2-Burak cezalı olmasaydı kadrodan kim çıkardı?

Yine de;

Trabzon’un İnter’i orada 1-0 yenişinin sırrı doğru takım tertibidir.

Şenol Güneş macera aramamış hatta Serkan’ı sağ kanadın ilerisine koyarak ondan da savunmasına yardım istemiş.

İlk bakışta hata gibi duruyor. Serkan iki yıldır belki de mecburiyetten (sağ bek olmamasına rağmen) o kanatta çok iyi oynuyordu. Onu ileride görünce birden yadırgadım. Nitekim Serkan çok iyi mücadele etti ama performansı düşüktü.

Ancak;

Onaylamadığımız durumda bile Trabzon galip geliyorsa o zaman da Şenol hoca haklı.

Celustka oynamalıydı.

O zaman da Serkan, İnter’in amansız ataklarında savunmasına yardımcı olacak en iyi isimdi. Şenol Güneş her ikisini de oynatmak istedi. Celustka’ya da görev verdi galibiyet 28 yıl sonra 28 sırt nolu Celustka ile geldi.

İkinci bir merakım; ya Burak olsaydı Şenol Hoca ne yapardı?

Tolga, Celustka, Glowacki, Giray, Cech, Colman, Zokora, Serkan, Alanzinho (Dk. 64 Sapara), Halil (Dk. 88 Aykut), Henrique’den hangisini çıkartır da Burak’ı oynatırdı.

Takımın çivisi çıkar mıydı, yoksa durum 2-0 mı olurdu?

İşte bütün bunlar futbolun güzel yanı. Hepimizi düşünceye sevk eden tatlı tartışma…

Burak çok güçlü, rakibi delici, golcü ve de formda.

Ama top tekniği zayıf! Ayağında fazla top tutamıyor. Çok geziyor ama biraz dağınık.

Keza geçen sene Umut da öyleydi. Burak-Umut ikilisinin olduğu Trabzonspor bu kadar sağlam ve bu kadar keyif verici değildi.

İnter karşısındaki Trabzonspor’u güvenerek seyrettim.

Hatasız oynadılar, yardımlaştılar, belki seyrek atak yaptılar ama oyun disiplininden kopmadan maçı galip bitirdiler.

Benim için bunlar çok önemli.

Deplasmandasın, İtalya’dasın, rakibin İnter ve ona hatalarından ötürü asla net pozisyon vermiyorsun. İnter’in buldukları futbolun yarattığı pozisyonlar, hatanın değil. Sadece bir kez Glowacki topu rakibe attı!

Savunma’da Celustka, Glowacki, Giray, Cech’i mutlulukla seyrettim.

Zamanlamaları, kademe anlayışları, çok koşmaları, yerlerini kaybetmemeleri, rakibe zamanında basmaları maçı kazandırdı. Düşünün ileri çok çıkmadı dediğimiz Trabzon’un golünü Celustka attı.

Trabzon harikaydı.

Aktolgalı Beylerbeyi TOLGA

Şu futbol, sevilesi bir oyun ama cılkını çıkartıyoruz.

Bugün yazımda dertlerle mutluluğu kavuşturup yıllardır yazılarımda size anlatmaya çalıştıklarımı İnter-Trabzonspor maçında yakaladığım için belki kafanızı şişiriyorum ama futbol işte bu!

Boyutlu düşünce…

Çok ihtimalli bir oyun…

Taşları yerine oturtma becerisi…

Salt taraftar gözüyle gerçekleri ve bir maç nasıl kazanılır nasıl kaybedilirin muhasebesini yapmadan renk aşkıyla o maçı seyredersen yanılırsın.

Trabzonspor her düşüncede açık vermediği için İnter’i orada yendi.

Trabzonspor’da refleks ötesi bir de kaleci vardı Tolga.

Methetmeden önce tek cümle söyleyeyim;

Tolga ofsayt pozisyonları bile kurtardı! İnter’liyi delirtti.

Düşünün Tolga’nın konsantrasyonu ne kadar kuvvetli.

Tolga kendini maça vermiş ve takımının galibiyetinde 1 numara…

Gol takımın ama 3 puanın 2’si Tolga’nın.

Bayıldım…

Mest oldum.

Gururlandım.

Tolga yeni parladığı gençlik yıllarında talihsiz hatalar yapınca silindi!… Gelecek vaat eden iyi bir kaleciyken ne yazık ki doğarken öldü…

Trabzonspor kalesi ondan sonra çok bocaladı.

Günlerden bir gün Onur diye gencecik, pırıl pırıl bir kaleciyi Şenol Hoca cesaretle kaleye koydu. Onur doğdu…

Talihsiz bir sakatlık yaşadıktan sonra uzun süre kenara çekildi.

Bu kez Tolga ikinci kez doğdu.

Dün akşam İnter’i elleriyle saçlarından yakaladı!

Cambiasso, Zanetti, Sneijder, Pazzini Milito, Zarate, Alvarez saçını başını yoldu!

İşte futbolda koyu taraftarlığın gözlere indirdiği perdeyi aralamak istemem bundan.

Ne gerek var acımasız rekabete!

Sadece Çift rengi değil, çok renkliliği fark ediniz lütfen.

Maçı boyutlu seyrediniz. Futbolun gerçekleri bunlar.

Henrique denen bir delikanlı!

Çok beğendim. Niyetini, ciddiyetini, yeni olup da takımına bu kadar uyumunu, gayretini…

İleride tek kalmasına rağmen rakibi de topu da iyi takip etti. Savunmasına kadar koşarak yardımda bulundu. Tek başına İnterlilerle boğuştu. Başardı. Daha fazlasını beklemek haksızlık olurdu. Henrique görevini yaptı.

Halil Altıntop da öyle. Tutuk başladı sonra takımını yöneten adam oldu. Her tarafa koştu. Attığı vole mükemmeldi, devamında gol olmasa acırdım…

Alanzinho da çaplı-çapsız!…

Bazen çok iyi, bazen kahredici. Yine de takımın iyi bir parçasıydı. Çabukluğu sürati ve geriden top alma isteği olumlu etkiler yaptı.

Alanzinho, Henrique ve Halil ileri geri koşarak takımı taşıyan ve rakibi durduran adamlardı.

Tebrikler.

Colman, Zokora, Serkan

Forvetteki Trabzonsporlular savunmalarını rahatlatan bir görüntü verdikler. Çok akıllı 6’lı bir forvetle oynadılar. 4-6-0’dan örnekler verdiler. Başardılar.

Colman da tutuk başladı sonraları yıldızlaştı. Takımı ferahlatan ve de yüreklendiren adamdı. Zokora ile Colman Trabzonspor’un yükünü taşıyanlardı. Onların karşısında topu iyi gezdiren Sneijder, ileri çok çıkan Jonathan, Cambiasso, Zanetti vardı. Onlara Zarate, Obi, Pazzini de yardımcı oldu ama Trabzon oyun disiplininden kopmayınca etrafı ateşle çevrili akrep gibi kendilerini soktular.

İnter çabuk atağa kalkan bir takım, buna rağmen Trabzonspor onlara koşu yolu bırakmadı. Kitlendiler.

Sneijder bir türlü yol bulamadı.

Trabzonspor savunması alan ve adam markajını aynı anda başarıyla uyguladı.

Zokora ve Serkan bu anlamda iyi puan aldılar.

Trabzonspor’un en önemli artılarından biri de savunmadan itibaren asla topu şişirmediler.

Glowacki, Celustka çok dikkatliydi. Giray bile topu oyuna çok iyi soktu. Hiçbir boş pas atmadılar. Bir ara bunaldılar ama toparlandılar bu da çok normal.

Cech çok iyiydi savunmasında açık vermediği gibi çok da atağa kalktı.

Sonradan oyuna girenlerden Sapara’ya üzüldüm. Geçmiş olsun ama Vittek de Aykut da eki belli etmeyenlerdi.

Trabzonspor bütünüyle başarılı bir maç çıkarttı ve karşılığını galibiyetle aldı.

Julio Cesar bile golde şaştı kaldı!

Trabzonspor son 20 dakikada galibiyeti korumayı bildi kalesinin önüne de kapanmadı!

Vay vay vay…

Tebrikler Trabzonspor.

Teşekkürler UEFA.

Gördünüz mü TFF!

Spor Yazarı :Osman Tanburacı

En son Haberler