MUAVVİZÂT (KORUYUCULAR)
Kuran-ı Kerim’in Felak ve Nâs olarak adlandırılan 113 ve 114’üncü surelerine, “iki koruyucu” anlamında muavvizeteyn; bunlara İhlas suresinin ilavesiyle birlikte üç sureye, muavvizât (koruyucular) denir. İhlas suresi, Allah’ı tanıtmakta; Felak ve Nâs sureleri ise, çeşitli tehlikelerden Allah’a sığınılmasını tavsiye etmektedir.
Sahabeden Abdullah ibn Hubeyb, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kendisine; “Akşam ve sabah olunca İhlas, Felak ve Nâs surelerini üçer kere oku, onlar her şeye karşı sana yeter” (Tirmizi) buyurduğunu bildirmiştir. Ukbe b. Amir de, “Hz. Peygamber, bana her namazın arkasından Felak ve Nâs surelerini okumamı emretti” (Tirmizi, Ebu Davud) demiştir.
Said el-Hudri’nin naklettiğine göre, cinlerin şerrinden ve göz değmesinden Allah’a sığınıp değişik dualar okuyan Hz. Peygamber; Felak ve Nâs sureleri indirildikten sonra diğer okuduklarını bırakmış ve sadece bu sureleri okumaya başlamıştır. (bk. Tirmizi).
Nazarın mahiyeti ve nasıl olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber, bazı kimselerin bakışlarıyla olumsuz etkiler meydana getirebildikleri dinen kabul edilmektedir. Nitekim Kuran-ı Kerîm’de, “İnkâr edenler Kuran’ı dinlediklerinde, neredeyse seni gözleriyle yıkıp devireceklerdi” (Kalem 51-52) buyurulmaktadır.
Bazı kötülüklerden Allah’a sığınmayı öğütleyen Felak suresinin meali şöyledir: “De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”
Sinsice kötülüğe sürükleyen cinlerin ve insanların şerrinden Allah’a sığınılmasını öğütleyen Nâs surenin meali şöyledir: “De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlah’ına sığınırım.”
İhlâs; samimi olmak, dine içtenlikle bağlanmak demektir. İhlas suresinin meali şöyledir: “De ki: “O, Allah’tır, tektir. Allah Samed’dir (Her şey O’na muhtaçtır, o, hiçbir şeye muhtaç değildir). Ondan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir). Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir”
Bu surede anlatıldığı şekilde Allah’a inanan, tevhid inancını tam anlamıyla benimsemiş ihlaslı bir mümin olacağı için sure bu adla anılmaktadır. Surede Allah Teâlâ’nın bazı sıfatları veciz bir şekilde ifade edilip tevhid inancının önemine dikkat çekildiği için, surenin diğer bir adı da Tevhid suresidir.
Yine tevhid ilkesinin sembolü olarak Mekke döneminin ilk yıllarında inen Kâfirûn suresi ile tevhid içerikli İhlas suresi; özellikte Kâbe’de tavaftan sonra kılınan iki rekâtlı nafile namazlarda okunması tavsiye edilmiştir. (Birinci rekâtta Fatiha ile Kâfirûn suresi, ikinci rekâtta da Fatiha ile İhlâs suresi.)
Kuran’ın konularını üç maddede toplamak mümkündür: Tevhid (tek Allah inancı), nübüvvet (Allah’ın her topluma peygamber gönderdiği inancı) ve ahiret (öldükten sonra cennet ve cehennem hayatı). İhlâs suresi tevhid inancını anlattığı için bu açıdan Kuran’ın üçte birine denk kabul edilmiştir. “Varlığım elinde olan Allah’a yemin ederim ki bu sure Kuran’ın üçte birine denktir” (Buhari) buyuran Hz. Peygamber, sevdiği için bu sureyi her namazda okuduğunu söyleyen bir sahabeye şu müjdeyi vermiştir: “Onu sevmen seni cennete götürür” (Tirmizi).
Bir Müslüman bu üç sureyi akşam, sabah ve uyumadan önce üçer defa; namazlardan sonra ve geceleri okursa hem imanını tazelemiş, hem de her türlü kötülükten Allah’a sığınmış, dua etmiş, Allah’ı anmış, Kuran okumuş ve böylece ibadet etmiş olur. Hastalara ve nazar değenlere de bu sureler okunup Allah’tan şifa istenebilir.
Sahabeden Ukbe b. Amir’e, Felak ve Nâs surelerini kastederek; “Görmedin mi? Bu gece benzeri asla görülmemiş ayetler indirildi (Müslim) buyuran Hz. Peygamber (s.a.s.); Felak ve Nâs surelerinin en güzel sığınma duaları olduğunu açıklamış ve çok okunmasını tavsiye etmiştir.
Bu iki sureyi her gün düzenli olarak yatmadan önce okuyarak Allah’a sığınan (Tirmizi) Peygamber Efendimiz, bu iki sure hakkında, “İnsanlar bu iki duadan daha faziletli başka bir dua ile Allah’a sığınmış olmazlar” buyurmuş ve her namazdan sonra okunmasını tavsiye etmiştir (Tirmizi, Nesâî).
Tirmizi’nin, Hz. Ayşe’den rivayet edilen bir hadiste; Allah Rasûlü, rahatsızlık anında ve gece yatağına gireceği sırada İhlas, Felak ve Nas surelerini okuyup avuçlarına üfler ve elleriyle bütün vücudunu sıvazlardı (Tirmizi). Buhari’nin naklettiği rivayette de Hz. Ayşe validemiz şöyle diyor: “Rasûlüllah, bir yerinden şikâyet ettiği zaman Felak ile Nas surelerini kendine okur ve üzerine üflerdi. Hastalığı ağırlaştığı zaman da bu sureleri ben okuyup bereketini umarak ellerini üzerine sürmeye başladım.”
(Yararlanılan Kaynak: TDV Kuran Yolu Tefsiri, Din İşleri Yüksek Kurulu, Diyanet Haber)
Hazırlayan: Bahtiyar Budak–Emekli Edebiyat Öğretmeni