NAMAZLARDAKİ REKÂT SAYISI
“Boyun eğmek, eğilmek” anlamındaki rükû mastarından türeyen rekât; terim olarak namazın kıyam, kıraat, rükû ve iki secdeden ibaret her bir bölümünü ifade eder. Dolayısıyla bir namazda kaç rükûa varsa, o kadar rekâta sahiptir. Hz. Peygamber’in (s.a.s.), imama rükûda yetişen kişinin o rekâta yetişmiş sayılacağına dair açıklaması da bu kanaati desteklemektedir. Bir rekâtı oluşturan unsurlar; kıyam, kıraat, rükû ve iki secdedir. Ayrıca ilk rekâtta iftitah tekbiri ve her iki rekâtın sonunda ka‘de bulunmaktadır. Rükûsuz ve secdesiz kılındığından cenaze namazında rekât söz konusu değildir.
Akşam ile vitir namazları dışındaki namazlar, ikişer rekâtlık bölümler halinde kılınır. Hz. Ayşe, başlangıçta namazların ikişer rekât olarak farz kılındığını açıklamıştır. Günde beş vakit kılınan farz namazların rekât sayısı konusunda bütün Müslümanlar arasında icma bulunmaktadır. Buna göre sabah namazı iki, öğle, ikindi ve yatsı namazları dörder, akşam namazı üç rekâttır.
Farzlarla beraber kılınan sünnetlere ilişkin rivayet farklılıklarından dolayı bunların rekât sayısı hakkında görüş ayrılığı vardır. Hanefilere göre müekked sünnet olarak sabah namazından önce iki, öğle namazından önce dört, öğle, akşam ve yatsı namazlarından sonra ikişer rekât; gayri müekked sünnet olarak da ikindi ve yatsı namazlarından önce dörder rekât kılınır. Şafii ve Hanbelî mezhepleri müekked ve gayri müekked sünnetler hususunda Hanefî mezhebine oldukça yakın görüşte olup aradaki farklar şöylece özetlenebilir: Öğle namazından önceki sünnet iki rekâttır; yatsıdan önce gayri müekked sünnet yoktur. Ayrıca Şafiilere göre akşam namazından önce iki rekât kılmak müstehaptır. Malikilere göre sabah namazından önce, öğle namazından önce ve sonra, ikindi namazından önce ve akşam namazından sonra rekât sayısına bağlı olmaksızın sünnet kılınabilir.
Hanefî mezhebine göre vacip, diğer mezheplere göre sünnet olan vitir namazının rekât sayısı hususunda rivayetlerdeki farklılık sebebiyle mezhepler arasında görüş ayrılığı bulunmaktadır. Hanefilere göre vitir üç rekât olup tek selâmla kılınır. Malikiler de ikinci ve üçüncü rekâtlarda selâm vermek üzere vitrin üç rekât olduğu görüşündedir. Şafii ve Hanbelilere göre vitri bir rekât kılmak câizdir. Bununla birlikte Şafiilere göre son kılınan kısmın tek rekât olması ve aralarının selâmla ayrılması şartıyla üç-on bir rekât kılmak efdaldir. Hanbelilere göre de vitir namazını üç veya daha fazla rekât kılmak efdal olup arada selâm vermeden kılmak da câizdir.
Cuma namazının farzının iki rekât olduğunda ihtilâf yoktur; sünnetleri ise ihtilaflıdır. Hanefilere göre farzdan önce dört, farzdan sonra Ebu Hanife’ye göre dört, Ebu Yusuf ve Muhammed’e göre dört ve iki rekât olmak üzere altı rekât sünnet kılınır. Şafiilerde farzdan önce iki rekât tahiyyetü’l-mescid namazı olup imam hutbeye başlamamışsa ayrıca bir miktar nafile de kılınabilir; farzdan sonra ise iki rekâtta bir selâm vermek suretiyle dört rekât sünnet kılınır. Hanbelilere göre farzdan önce tahiyyetü’l-mescid dışında nafile namaz olmayıp sonrasında ise iki, dört veya altı rekât nafile kılınabilir. Maliki mezhebine göre farzdan önce sünnet kılınmaz; farzdan sonra belirli sayı ile sınırlamadan nafile kılınmasında bir sakınca yoktur.
Bayram namazları bütün âlimlerin ittifakıyla iki rekâttır. Teravih namazının Hz. Peygamber tarafından sekiz rekât kılındığı rivayet edilse de, Hz. Ömer zamanında tespit edilerek günümüze kadar gelen biçimiyle yirmi rekât kılınması dört mezhep imamının dâhil olduğu büyük çoğunluğun görüşüdür.
Hadis kaynaklarındaki farklı rivayetler sebebiyle, özel bir zamanı veya adı bulunan diğer nafile namazlar hakkında gerek meşruiyet gerek rekât sayısı bakımından âlimler farklı görüşlere sahiptir. Âlimler çoğunluğuna göre, aralarında selâm vermek kaydıyla gece ve gündüz nafilelerinin ikişer rekât; Ebu Yusuf ve Muhammed gece nafilelerinin ikişer, gündüz nafilelerinin dörder rekât kılınmasını benimsemiştir. Ebu Hanîfe ise genel olarak nafilelerin dörder rekât kılınmasını tercih etmiş, gece namazlarının selâm vermeden iki-sekiz rekât kılınabileceğini belirtmiştir.
(Yararlanılan Kaynak: TDV İslam Ansiklopedisi-Rekât)
Hazırlayan: Bahtiyar Budak-Emekli Edebiyat Öğretmeni