Güncel Haberler Makaleler Son Dakika 

Yönetici ve Çalışan Psikolojisi

2042b2d462Kuran ahlakından uzak yaşayan insanlar toplumun her kesiminde kendisini belli edecek tavırlarda bulunmaktadırlar. Örneğin güzel ahlaktan uzak yaşayan insanların çoğunlukta bulunduğu bir iş yerinde birçok sahte farklı karaktere rastlanabilmektedir. Her karakter, bulunduğu mevkiinin etkisinde hareket etmektedir. Bu mevkilerden bir tanesi de yöneticiliktir. Eğer dikkat edilirse yöneticilik yapan insanların büyük bir bölümü kendinden üst kademede bulunan insanlar ile kendinden alt kademede bulunan insanlara farklı şekilde davranmaktadırlar.

Bu kimseler, kendilerinden üst kademede olan bir insanın karşısında mülayim bir karakter sergilerler. Bu insanlara karşı saygılı, her dediklerine boyun eğen bir duruma gelirler. Örneğin, odalarına girdikleri zaman kendilerini son derece ezik bir duruma sokarlar. Kendilerinden istenilen her şeyi anında yerine getirip, hiçbir kusur işlememek için ellerinden geleni yaparlar. Çünkü onların yardımlarını ve desteklerini bir gün kaybedebileceklerinden şiddetle korkarlar. Bu nedenle gerekirse bu konuda onurlarını ve kişiliklerini ayaklar altına alabilirler.

Elbette ki, insanların kendilerinden yaş olarak büyük veya yüksek makamlarda olan kişilere karşı saygıda kusur etmemeleri güzel bir davranıştır. Önemli olan, bunları yaparken Allah’tan başkasından herhangi bir beklenti içerisine girmeden bu davranışları göstermektir.

Ancak cahiliye ahlakı yaşanan toplumlarda bu şekilde bir değerlendirme yapılmaz. Maddi olarak belli bir düzeyde olan kişiye, ahlaki durumuna bakılmadan büyük bir saygı gösterilir. Aynı zamanda kademe olarak kendilerinden altta bulunan insanları, ahlaki özelliklerine bakmadan kolayca eleştirebilir, hatta aşağılayıp, ezebilirler. Çünkü korumaya çalıştıkları sınır, Allah’ın rızasını kazanmaya çalışmak değildir. Kendilerinden aşağı gördükleri insanları, herkesin ortasında aşağılamaktan, emirler yağdırmaktan çekinmezler. Çünkü bu kişilerinden karşılayabilecekleri herhangi bir maddi çıkar yoktur. Aynı zamanda kendi patronlarının onlara yaptıkları muameleyi, kendileri de bu kişilere yapmaktan büyük zevk alırlar.

Bu iki karakter, cahiliye ahlakının hakim olduğu bir toplumda asla yadırganmaz. Sistem bu şekilde kurulmuştur. İş sahibi altında bulunan müdüre, müdür kendi altındaki işçilere, sekreterlere, bu insanlar da temizlik görevlilerine istedikleri gibi davranabilme hakkını kendilerinde görürler. Kademe olarak bir diğerinden altta bulunan insanlar ise üstlerine karşı sorumludurlar. Hiç bir şekilde karşılarında seslerini çıkaramaz ve onlara saygısızlık edemezler. Ancak onların bulunmadıkları yerlerde aleyhlerinde konuşmaktan hiç çekinmezler. Dolayısıyla göstermiş oldukları saygı ve sevgi asla gerçek olamaz.

Gerçekte bu konu, herkesin net olarak algılayabileceği açıklıktadır. Son derece yanlış ve samimi olmayan bir ahlaktır. Bu insanlar güzel ahlakı, insanlara güzel davranmak gerektiğini bildikleri halde, sadece birbirlerinden menfaatleri olmadığı için bu ahlakı gösterme gereği duymazlar. Bu durum cahiliyenin kurduğu çarpık düşünceler içerisinde göze batmaz, birçok insan tarafından benimsenir.

Allah katında insanın değeri takvası iledir. Her şeyin gerçek sahibi Yüce Allah’tır. Sonsuz ikram sahibi olan Yüce Allah dilediğine dilediği rızkı verir. Eğer dilerse, rızık verdiklerini tam tersine çevirmeye güç yetirendir. Dolayısıyla insanın her durumda Allah’a gönülden boyun eğmiş, her şeyin O’ndan geldiğini bilen bir ahlak yapısında olması gerekmektedir.

De ki: “Ey mülkün sahibi Allah’ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, herşeye güç yetirensin.” (Ali İmran Suresi, 26)

Mine Çakır

Eğitimci-Yazar

En son Haberler