Hesap Gününü Düşünmek
Kıyametin kopması ile birlikte Allah’ın Kuran’da bildirdiği olaylar tesbih tanelerinin dizilişi gibi ardı ardına gerçekleşmeye başlar. İlk olarak hesap günü… Bu gün iman edip salih amellerde bulunan samimi müminlerin beklediği, inkarcıların ise duyduklarında konuyu dahi değiştirdiği ve karşılaşmayı reddettikleri bir gündür. Her şeye güç yetiren Yüce Rabbimiz, bu özel günü de Kendi yüceliğine ve kudretine yakışır şekilde yaratmıştır.
Allah Nebe Suresi’nin 38’inci ayetinde, insanların adalet ile hesaba çekilecekleri ve konuşabilecek olan kişinin de yalnızca doğruları söyleyebileceğini bildirilmiştir. Allah’a iman edenler ve dünya hayatında salih ameller işleyenler, hesaba çekilecekleri zaman yüzleri aydınlık ve nur içinde ışıldar halde olacaktır.
“Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir.’’ (İnsan Suresi, 11)
Yeryüzünde Allah’ı inkar eden insanların ise günahlarının azabı yüzlerinden okunacaktır.
“O gün, öyle yüzler vardır ki kararmış-ekşimiştir. Kendisine, beli büken işlerin yapılacağını anlamaktadır.” (Kıyamet Suresi, 24-25)
Şu anda yaşayan, daha önce yaşamış ve bundan sonra da yaşayacak olan insanların sayısını düşünecek olursak, hesap gününde, insanlar toplandığında nasıl bir ortamda olacağımızı tefekkür edebilir, o anın ihtişamı hakkında fikir yürütebiliriz. Gelmiş geçmiş bütün insanlar bir araya toplandığında herkes olan biteni tam anlamıyla anlayacak ve birbirlerini de görüp tanıyacaklardır. Çünkü o gün için Rabbimiz, insanların anlayış gücünün en üst seviyede olacağını şöyle bildirmiştir:
“Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp-kaldırdık. Artık bugün görüş-gücün keskindir.” (Kaf Suresi, 22)
Ayrıca dünyada insanlardan medet umanlar, asla yalnız kalmayacaklarını düşünenler ve ahirette de bütün insanlar ile birlik olacağını düşünenler, hesap gününde yapayalnız olarak hesaba çekileceklerdir.
“Ve onların hepsi, kıyamet günü O’na ‘yapayalnız, tek başlarına’ geleceklerdir.” (Meryem Suresi, 95)
İnsanın yaşayacak olduğu en zor gün, hesap günüdür. Tabii salih Müslümanlar kolay bir hesapla sorguya çekileceklerdir. İnsan en çok zor anlarında yalnız kalmaktan korkar. Yine insan zorlu anlarda ailelerinden, arkadaşlarından yardım bekler. Fakat hesap günü gibi zorlu bir günde insan kendisine yardım edebilecek tek bir kişi dahi bulamayacaktır.
“Böylece Sur’a üfürüldüğü zaman artık o gün aralarında soylar (veya soybağları) yoktur ve (üstünlük unsuru olarak soyluluğu veya birbirlerine durumlarını) soruşturmazlar da.” (Müminun Suresi, 101)
İnsanoğlu dünyada kendi yaptığı her şeyin farkına varamaz. Fakat Yüce Allah, insanların yaptığı her şeyi an an yazan melekleri görevlendirmiştir. Bu melekler, insanların sağ ve sol taraflarında bulunur ve yaptıkları her şeyi yazarlar. Hesap anı gelince meleklerin hazırladığı bu kitaplar insanlara sunulacaktır. Dolayısıyla insanların yaptıklarını inkar etmek gibi bir durumları söz konusu olamayacaktır. Çünkü kitabına bakan herkes ahiret hayatında kendisini nelerin beklediğini öğrenecektir. Çok hassas bir hesaplamanın yapıldığı ve kimsenin haksızlığa uğratılmadığı bu azametli günde inananlar ile Allah’ı inkar edenlerin durumları elbette çok farklı olacaktır.
“Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse. O, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek. Ve kendi yakınlarına sevinç içinde dönmüş olacaktır. Kimin de kitabı ardından verilirse. O da, helak (yok olmay)ı çağıracak. Çılgın alevli ateşe girecek. Çünkü o, (dünyada) kendi yakınları arasında sevinçliydi. Doğrusu o, (Rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı. Hayır; gerçekten Rabbi, kendisini çok iyi görendi.” (İnşikak Suresi, 7-15)
Mine Çakır