Cambaza Bak Cambaza
İstanbul da Şampiyonluk maçı sonrası bugüne kadar yaşanmamış düzeyde şiddet olayları yaşandı. Oynananın futbol olduğu unutturulan, savaş psikolojisine sokulan taraftarlar polise çatıştı. Pek tabi ki bu çatışmanın geçmişi vardır Aylardır az da olsa devam edegelen çatışmalar doruk yaptı. Hepimizi son derece üzdü. Ancak keşke demenin bir faydası kalmadı.
Çocukken pek sevdiğimiz çok da eğlenceli olan sirkler vardı. Herkesin ortak sevdiği bu eğlenceli ve de heyecanlı yerlerin bir de kahramanı vardı. O da CAMBAZ idi. İpte yürürken düştüm düşüyorum numarası yaparak olağanüstü heyecan yaratarak dikkatleri üzerine çekerdi. Bazı kötü niyetliler ise sizin çok dikkatli bakmadığınızı fark ederse hemen sizi uyarırdı. CAMBAZA BAK diye. Bir anlık dalgınlığınızdan istifade ederek yapacağını yaparak kaybolur giderdi. Şimdi hep birlikte CAMBAZ a bakalım mı¬.
Hırslandırılmış taraftarlar el birliğiyle polis arabalarını deviriyor. Araçlar yakılıyor, camlar kırılıyor, toplamda tam 26 araç kullanılamaz hale geliyor. TFF ve TV yorumcuları hep beraber; Galatasaray şampiyon oldu, sen diğerini görme, CAMBAZ a bak, diyorlar. Ülkemizde belki de dünyada ilk defa futbol taraftarına molotof kokteyli kullandırılıyor. TFF ve TV yorumcuları hep beraber; Galatasaray şampiyon oldu, sen diğerlerini görme, CAMBAZ a bak diyorlar.
Hınçla yüklenmiş taraftarlar rakip futbolcuların girdiği soyunma odası tüneline plastik malzemeler atıyor ve ardından ateşe vermek için meşaleleri kullanıyor. İstanbul’un çeşitli semtlerinde 125 İETT’nin durakları tahrip oluyor. Saldırganlar benzin istasyonunu yakmaya çalışıyor, cam çerçeve indiriyor. Orada yaşayan esnafın ifadelerine göre taraftar şu korkunç ve utanç verici ifadeleri kullanıyor: “HADİ ŞİMDİ DE POLİSLERİ ÖLDÜRELİM” Bizim malum koroya bakar mısınız: Galatasaray şampiyon oldu, sen etrafa bakma, CAMBAZ a bak!
Sevgili okurlarım. Sizlerle düşüncelerimizi paylaşırken tüm yorumcuları tek tek okuyorum. Onlardan kendime oldukça hisseler çıkarıyorum. Bakınız bir kardeşimiz nasıl isyan ediyor:
“Trabzonspor’un sırtına binen herkes insin. Son durak artık. Ben Trabzonspor’ un Trabzon şehrine ait olmadığına inanan biriyim. Trabzonspor tüm Türkiye’nin MAZLUMLARININ ÇIĞLIĞIDIR. Bu çığlığı susturmaya çalışan Trabzonlu değil nereli olursa olsun MAZLUMLARIN ahından kurtulamaz. 58 . Madde kalksın diye el kaldıran herkes MAZLUMUN ahını almıştır.”
Çok önemli mesajlar var burada. Tabii ki anlayana! Ne demişler, anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az. Herkes bir bakıma aya benzer mutlaka bir karanlık yüzü vardır.
Bu vahim bir o kadar da korkunç olayların psikolojik alt yapısında, Türk Futboluna siyasetin gölgesinin düştüğü gerçeği vardır. Taraftarın şike olaylarında kimi suçladığı bu olaylarla ortaya çıkmıştır.
Yöneticiler siyasetçileri de yanlarına alarak polisi ve yargıyı hedef göstermişler, taraftarlar da ilk bahanede bu hedefe yönelmişlerdir. Yaklaşık 10 taraftarın bir araya gelip polis aracını devirmeleri sonra da yakmaları ve içlerinden birinin bile bunu engellemeye çalışmaması, hepimizin ellerimizi başımızın arasına koyup düşünmemiz gereken bir meseledir. Nereye gittiğini bilmiyorsan nereye gittiğin önemli değildir. Fakat nereye gittiğini bilen kişiye yol vermek için dünya bir kenara çekilir. Gelin görün ki, bu olayları yapanların da eğitim düzeyi oldukça yüksektir. İşin çok önemli bir tarafı da burasıdır.
Yaşanan olaylar çerçevesinde bir tespitimi daha sizinle paylaşmak istiyorum: Şike soruşturmasında, kendilerini temize çıkarmak için ajanslar kurup müthiş LOBİ faaliyeti yürüterek hazır olan medyayı kullananalar, işin hangi boyutlara geldiğini iş işten geçince acaba fark ettiler mi. Ne demiş atalar yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Siyasileri kullanacağını sananlar bilmelidir ki; bir insanın yaşayıp yaşamadığını anlamak istiyorsan nabzına değil, ONURUNA bakacaksın. O DURUYORSA YAŞIYORDUR.
Devam edeceğiz.
Sağlıcakla kalın.