İnsan Nimetten Sorgaya Çekilecektir
Nil Nehrinde yaşayan milyonlarca deniz canlısı, Belgrat Ormanlarında yaşayan milyonlarca ağaç, dört tarafı buzullarla çevrili olan kutuplarda yaşam sürebilen canlılar… Tüm bunlar ve bunlar gibi daha birçok canlı yaşamak için beslenmeye, solunum veya fotosentez yapmaya ihtiyaç duymaktadır. Bunun yanı sıra tüm canlıların bir arada yaşayabilmeleri için, her türlü şartın aynı anda olması ve birbirini etkilememesi gerekmektedir. Örneğin, bir tür yaşamak için oksijene ihtiyaç duyarken, başka bir türün yaşaması için hiç oksijenin olmadığı bir ortamda bulunması gerekebilmektedir.
İşte bütün bu canlıları yaratan Yüce Rabbimiz, hepsinin yaşaması için ihtiyaç duydukları ortamı düzenlemiştir. Hepsi Yüce Allah tarafından ayrı ayrı beslenmekte ve korunmaktadır. Hepsi aynı sudan ve topraktan rızkını bulmaktadır. Allah, canlıların topraktan alması gereken mineralleri çeşitli mekanizmalarıyla almalarını, sudan ve havadaki oksijenden yeterli miktarda kullanmalarını sağlar. Sonsuz kudret sahibi olan Yüce Rabbimiz, tüm canlıların olduğu gibi, insanların da yaşamaları için gereken ortamı en uygun şekilde hazırlamış, sayılamayacak kadar çok nimetler sunmuştur.
Kendi rızkını taşıyamayan nice canlı vardır ki onu ve sizi Allah rızıklandırır. O, işitendir, bilendir. (Ankebut Suresi, 60)
Allah, insanları yaratan, onlara yaşama imkanlarını sunan, her türlü nimeti veren, onları yaşamları boyunca koruyan ve gözetendir. Rabbimiz, insanın anne karnındaki yaratılışından başlayarak, hayatı boyunca yapacağı her şeyden haberdar olandır. İnsanlar bilmese de, unutsa da Allah her zaman insanların yanındadır ve onlara şahittir. İnsan çok kalabalık bir ortamda bulunurken ya da tek başına kalırken yaptığı her şey, kendisi farkında olmasa da Allah Katında saklanmaktadır. İnsanın dünyada yemek yediği, konuştuğu, uyuduğu, gezdiği her an Allah’ın bilgisi altındadır. O, insanların akıllarından geçirdikleri her düşünceyi bilir, ağızlarından çıkan her sözü işitir. O’ndan gizli kalabilen hiç bir şey yoktur. Allah, insanlara verdiği sayısız nimet karşısında, yaptıklarını hesap günü eksiksiz olarak bildirecektir.
Sonra o gün, nimetten sorguya çekileceksiniz. (Tekasür Suresi, 8)
Yüce Rabbimiz bu gerçeği Kuran’da bildirmiştir. Dolayısıyla bu gerçeğin farkında olan müminler, Allah’ın her yaptıklarını gördüğünü, akıllarından geçenleri bildiğini unutmadan yaşamalıdırlar. Allah’ın her şeyi en ince detayına kadar bildiğini ve bütün bunları ahiret gününde insanların önüne sereceğini akıllarından çıkarmamalıdırlar. Dünya hayatını böyle düşünerek geçiren bir kişi yaşadığı her anda, Allah’ın rızasını kazanmaya çalışır. Harama ve helale çok dikkat eder. Hesabını veremeyeceği bir davranışta bulunmaktan kaçınır. Bu şekilde hem dünyada Allah’ın verdiği vicdani rahatlık ve huzurla yaşar, hem de ahiret hayatı için Allah’ın rızasını ve hoşnutluğunu kazanmış olur.
Eğer inkâr edecek olursanız, artık şüphesiz Allah size hiç bir ihtiyacı olmayandır ve O, kulları için küfre rıza göstermez. Ve eğer şükrederseniz, sizin (yararınız) için ondan razı olur. Hiç bir (suçlu) günahkar, bir başkasının günah yükünü yüklenmez. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz, böylece yaptıklarınızı size haber verecektir. Şüphesiz O, sinelerin özünde saklı olanı bilendir. (Zümer Suresi, 7)
Mine Çakır