VİTİR NAMAZININ ÖNEMİ
“Tek sayı” anlamına gelen vitir, gece namazlarının sonuncusu olarak kılınan bir namazdır. Hanefilere göre vacip, diğerlerine göre de sünnet olan bu namazın dayanağı; Rasûlüllah’ın (s.a.s.) sözleri ve uygulamalarıdır. Hz. Peygamber, “Vitir, her Müslüman üzerine bir vazifedir” buyurmuş, gecenin son namazının, tek sayılı rekâtlarla (vitr) olmasını tavsiye ve teşvik etmiştir. (bk. Buhari, Müslim).
Hz. Peygamber’in, geceleyin kıldığı nafile namazları hep ikişer rekât kıldığı ve son iki rekâttan sonra ayağa kalkıp bir rekât daha kıldığı rivayet edilmektedir. Geceleyin kılınan nafile namazlara eklenen bir rekâtla tek rekâtlı hale getirdiği için bu isimle anılmıştır.
“Gece kıldığınız namazın sonuncusu vitir olsun” hadisi gereğince; ramazanda kılınan teravih namazları da vitir namazından önce kılınır. Bununla birlikte, vitir namazını kıldıktan sonra yatan bir kimse, gece kalkıp teheccüd namazı da kılınabilir. “Bir gecede iki vitir kılınmaz” (Ebû Davud, Tirmizi) hadisi gereğince de vitri iade etmesi gerekmez.
Vitir, bir gece namazıdır; ancak teheccüd namazı değildir. İsrâ suresinin 79’uncu ayetinde bildirilen teheccüd, geceleyin uykudan kalkıp namaz kılmayı ifade eder.
Vitir namazının bir, üç, beş, yedi, dokuz veya on bir rekât olduğuna dair rivayetler bulunmaktadır. Farklı mezhep âlimlerinin vitir namazı ve öncesinde kılınması tavsiye edilen namaz konusundaki görüşleri dikkate alındığında vitrin rekât sayısı ile ilgili tanımlamaların genelde üç rekât çerçevesinde temellendirildiği söylenebilir.
“Gece namazı ikişer ikişerdir …” hadisine dayanarak tek rekât kılınabileceği de kabul edilmekle birlikte, tek rekâtla yetinmeyi evlâ bulmayıp en az üç rekât kılınması tavsiye edilir. Kişi üç rekât kılacaksa, iki rekâttan sonra selâm verip üçüncüyü ayrıca da kılabilir.
Hanefilere göre üçüncü rekâtta kıraatten sonra rükûa varmadan önce eller kaldırılıp tekbir alınır ve ardından Kunut duaları okunur. Bu duaları bilmeyen kimse ezberlemeye gayret eder; ancak ezberleyinceye kadar “Rabbenâ âtinâ” duasını okur veya üç defa “Allahümmeğfir lî” demekle yetinir.
Kunut duasını unutan kimse rükûda veya rükûdan başını kaldırdıktan sonra bunun farkına varırsa geri dönmez, ancak vacibi terk ettiğinden namazın sonunda sehiv secdesi yapar. Şâfiî ve Malikilerde, sabah namazının ikinci rekâtında, rükûdan sonra kunut duaları okunur. Şâfiî veya Mâliki mezhebine mensup imamın arkasında sabah namazı kılan Hanefî bir kimse, dilerse kunut duasına katılır, dilerse sessizce bekler.
Hz. Peygamber’in, “Vitir namazını kılmadan uyuyan veya kılmayı unutan kimse hatırladığı zaman onu kılsın” hadisine dayanılarak; sabah namazı vakti girdiği halde vitri ister bilerek ister unutarak kılmamış olan kimseye Kunut duasıyla birlikte kazası gerekir.
Genel olarak yalnız kılınan vitir namazı, Ramazanda cemaatle kılınır. İmam bu namazı açıktan kıldırır, ancak kunut dualarını imam da cemaat da gizli okur. Vitir namazı, Hz. Peygamber’in verdiği önemden dolayı terk edilmez. Bu namazı, mukim ve yolcu, kadın ve erkek bütün Müslümanlar kılar.
(Yararlanılan Kaynaklar: TDV İslam Ansiklopedisi, Din İşleri Yüksek Kurulu)