Ergün Ata’nın Yazısı
Fanatik Gazetesi spor yazarı Ergun Ata bugünkü köşe yazısında 2011 yılını değerlendirmesini yaptı. İşte Ata’nın Yazısı… Unutulmaz! Bir insan olarak ölene kadar “İnsanlık Anıtı’nın yıkıldığı” ve “sanatın tümden içine tükürüldüğü yıl” diye hatırlayacağımız 2011’e, bu yazının esas konusu gereği, bir spor adamı gözüyle bakmak gerekirse, yazılacak, söylenecek o kadar çok şey var ki! Editör arkadaşların ayırdığı yer kadar kelam edebileceğiz ancak! Bu yazının konusu kadar, yer aldığı sayfanın konumu da önemli. Okumuşsunuzdur ya da okuyacaksınızdır, diğer arkadaşlar da, yazılarının bulunduğu sayfanın özeline inme çabasını ne kadar sarf etseler de, atlayamayacağımız ortak bir konum var: 3 Temmuz. Şike Operasyonu’nun startının verildiği bu tarihten itibaren öylesine şeyler yaşadık ki! Hadi gel ayrıntısına gir bakalım, girebilir misin! Sayfalar yeter mi acaba buna? Çok şey hatırlayacağız çook! Şenol Güneş’in, sezon sonu değerlendirme toplantısında, “Ben takımımı şampiyon görüyorum, tertemiz, alnımızın akıyla mücadele ettiğimiz ligde hakkımızın elimizden nasıl alındığını tarih yazacak!” şeklindeki konuşmasından sadece günler sonra patlayan bombanın ardından, gerekeni yapmaktan sudan bahanelerle, dahası soruşturmayı sulandırarak kurtulmayı başaran “karar vericileri” hatırlayacağız örneğin. Sonunda da topu taca atanları, işlerine geldiğinde yetkilerini en katı biçimiyle uygulamaktan çekinmeyenlerin, güçleri yetmeyeceğini anladıkları bu özünde net ama kendilerine göre çetrefilli sorunu, “sorumluluğu paylaşarak çözme” kolaycılığına kaçanları yani. Gelelim sayfanın özeline; Borsa’daki kamburun kaldırılması ve ikili averajda tek golle kaçan şampiyonluk Trabzonspor açısından 2011’e damgasını vurdu. Bu bölüme başarı diyoruz. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, teknik direktörünün aylar öncesinden şampiyon ilan ettiği, son olarak başkanının da “Ruhu geldi, tenekesini bekliyoruz!” diyerek perçinlediği “büyük başarıyı” elde eden kadrodan direkt oynayanları çoğunluklu onca futbolcunun bir kaç günde elden kaçırılmaları. Burası da komedi! Birini “ilginç”, diğerini de “büyük başarı” kategorilerinde değerlendireceğimiz iki organizasyon ile final yapalım: Bir sezon içinde ikişer kez Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde mücadele eden bir başka takım daha ne zaman çıkar acaba? Türkiye, adında “olimpiyat” geçen bir organizasyonu alır ve büyük bir başarıyla bir daha ne zaman gerçekleştirebilir acaba? EYOF için teşekkürler, Avrupa Gençlik Olimpiyatları Ekibi’ne.
61 Haber