TESLİMİYETİN ZİVESRİNDEKİ KADIN
Hz. Hacer, Allah’a teslimiyetin en güzel örneklerinden biridir. Büyük lütufların, büyük imtihanlardan sonra geleceğini insanlığa göstermiş; Hz. İbrahim için itaatkâr bir eş, Hz. İsmail için fedakâr bir anne olmuştur.
Buhari’nin naklettiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “İbrahim, eşi Sâre ile birlikte, zalim bir hükümdarın şehrine (Mısır) gelirler. Sâre’ye göz koyan hükümdar, Allah’ın koruduğu kadına yaklaşamayınca korkuya kapılır. Sonunda cariyesi olan Hacer’i de hediye ederek, onları geri gönderir.”
Sâre ile evli olan Hz. İbrahim’in uzun süre çocuğu olmamıştı. Bu konuda da zaman zaman Allah’a yakarışları olmuş; “Rabbim bana sâlihlerden olacak bir evlât ver!” (Saffat 100) diye dua etmişti. Sâre, kocasının evlât hasreti çekmesine üzülmüş ve O’na Mısır’dan getirdikleri Hacer ile evlenmesini teklif etmişti.
Hacer ile evlenen Hz. İbrahim’in, bu evlilikten bir oğlu olmuştu. Zamanla Sâre, Hacer’i kıskanmaya başlamış; sonunda onun ve oğlunun evden uzaklaştırılmasını istemişti.
Bir süre tereddüt eden Hz. İbrahim, Allah’tan aldığı emir üzerine Hacer ile oğlu İsmail’i evden uzaklaştırmış ve Kâbe’nin yakınındaki ıssız bir yere bırakmıştı. Bunun nedenini soran Hacer, Allah’ın emri doğrultusunda olduğunu öğrenince, Allah’a olan teslimiyetini şöyle ifade etmişti: “Öyleyse sen git! Allah bize yeter, O bizi himaye eder!”
Allah’a teslimiyet göstermek; olayları sorgulamadan, yargılamadan olanlara rıza göstermek demektir. Hz. Hacer, Allah’a güvenerek, ıssız bir çölün ortasında kalmaya razı oldu. Kendisi korunmaya muhtaç iken, yanında bir de yavrusu vardı. Ancak Allah’a olan imanı ve güveni, onu teslimiyetin zirvesine çıkarmıştı.
Mekke vadisinde, yanlarındaki su ve erzakın tükenmesiyle yavrusu İsmail’in susuz kalmasından ve ölmesinden endişe eden Hacer; oradan geçen bir kervanı görebilmek umuduyla Safa ile Merve tepeleri arasında koşuşturmaya başlamıştı. Bu arayışta da, Rabbine olan güvenini hep korumuştu.
İki tepe arasında koşuştururken, İsmail’i bıraktığı yerde suyun kaynağından fışkırarak aktığını görmüş; suyun etrafa yayılmaması için çevresini kumla çevirmeye başlamıştı. Bugün zemzem suyu olarak bildiğimiz o sudan oğluna içirmiş, kendisi de içmişti. Buhari’nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor: “Allah, İsmail’in anasına (Hacer’e) rahmet etsin! Şayet o, (suyun etrafını çevirmede) acele etmeseydi, zemzem, akan bir pınar olurdu.”
Hz. Hacer’i zirveye ulaştıran sebeplerden biri de, oğlu İsmail’in Allah için kurban edilmesi sınavında gösterdiği teslimiyettir. Hz. İbrahim, gördüğü rüyalar üzerine oğlu İsmail’i kurban etmek isteyince, şeytan kendisini kandırmaya çalıştığı gibi; annesini de kandırmaya, annelik şefkati duygusunu tahrik etmeye çalışmıştı. Hz. Hacer, bu durumu da tevekkülle karşılamış, şeytanın oyununa gelmemişti.
Onun bu davranışı, Allah’a olan muhabbetin âdeta zirvesini temsil ediyor ve gelecek nesillere âdeta şu önemli mesajı veriyordu: Hacer, bir hizmetçiyken, bir peygambere eş, bir peygamber namzedine de anne oldu. Onun hürmetine çöl kumlarının arasından asırlardır akan Zemzem ihsan edildi. Onun kurduğu bu belde, son peygamberin dünyaya geldiği topraklar oldu…
Hac ve umre ibadetinde, Safa ile Merve arasında, Hz. Hacer’in o zamanki davranışı sergilenmeye çalışılır. Yüce Allah’ın kudret ve hikmetine bakınız ki; yüzyıllardır krallar, devlet başkanları, generaller, toplumun itibar ettiği nice büyük insanlar hac ve umrede sa’y yaparken, Hz. Hacer’i taklit etmeye gayret gösterirler.
Hz. Hacer, yaptıklarıyla kadın-erkek bütün müminlere örnek olmuş bir şahsiyettir. Aslında hepimizin hayatı onun hayatına benzemektedir. Kimimiz farkına vararak, kimimiz farkına varmadan yol alırız. Önemli olan Hz. Hacer misali yanlışlardan doğrulara hicret etmek ve yalnızlığımızdan Allah’a yönelebilmektir. Elbette her insanın hayatında imtihanları olacaktır. Ne mutlu Hacerî bir duruş ile imtihanlara göğüs gerenlere… Rabbim bizlere de nasip eylesin inşallah!
(Yararlanılan Kaynaklar: TDV İslam Ansiklopedisi, Zeynep Akpınar-Hz. Hacer’in Teslimiyeti, Prof. Dr. Mehmet Emin Ay-Teslimiyetin Zirvesindeki Muhacir)
Hazırlayan: Bahtiyar BUDAK–Emekli Edebiyat Öğretmeni