Şalpazarı İiçesi Geyikli Köyü Alagavur Mu?
1835 yılı nüfus sayımına göre Geyikli köyünün adı Alagağur olarak kayıtlıdır. Aynı çevrede aynı tarihte bir başka köyün adı da Gağurgıran‘dır.
Kamusta nane anlamına gelen gâg / el-gâg sözcüğü vardır. Mütercim Asım Efendi’nin tercüme eserinde de (Burhân-ı Katı) gâge olarak geçmektedir. Türkçede yarpuz tabir olunduğunu, pekçok çeşitleri içinden berrî, bustanî, cebelî ve nehrî türlerini yazmaktadır. Edebî ve kültürel kaynaklara göz attığımızda bu kelime Arapçadaki harbak, Farsçadaki fûdenec, Yunancadaki fûdanç karşılığı olarak ifade edilmiştir. Türkçedeki karşılığı yarpuz olup bölgemizdeki eski adının gâg (gâge) olduğu anlaşılmaktadır. Yarpuz birçok çeşidi olan yabanî nanedir. Yöremizde ise hem yabanî naneye hem de bahçe nanesine anuk denmektedir. Bu anlamda tüm kokulu bitkilere anuk denmiş olur. Normal şartlarda anuk, yabanî nane türlerinden biridir. Beşikdüzü Oğuz köylerinde ayrıca yabanî ham anuğa atanuğu (at anuğu) denilmektedir.
Bu bitki mahallî kültürdeki yemekler dışında bir de şu şekilde değerlendirilir: Yabanî nane, cevizin yeşil kabuğu veya yaprakları ile ot yığınının içine birkaç kat olacak biçimde yaprak yaprak konulurdu. Bu uygulamayla farenin kış boyu kuru çayırı kesmesinin veya içine yuva yapmasının önlendiği söylenirdi. Bugünse güve olmasın diye tuz serpilir ya da aralara defne yaprağı serilir.
Gâg adı Türkçemizdeki sıfat-fiil eklerini alarak anlam genişlemesi veya ek kalıplaşması yoluyla gâğur adına, muhtemelen bölgemizde genel tür adına dönüşmüş olmalıdır. Buradaki alt türlerden biri olan anuk sözcüğünün günümüzde de yaşıyor olması elimizi güçlendirmektedir. Ayrıca gâğur adının aynı çevrede iki yere ad olması da kültürel kodların çözümlenmesine imkan hazırlamaktadır.
Yukarıdaki bilgiler ışığında bugünkü Şalpazarı Ağırtaş köyünün eski adı Gâğurgıran NANEKIRANI köyü, Geyikli köyünün eski adı olan Alagâğur ise KIRMIZINANE köyü anlamına gelmektedir.
Gavurluk üzerine onlarca anlatı geliştirilerek yazılan alagâvur betimlemeleri -ne yazık ki- yaygınlık kazanmış avam ağzının havas kalemine galebe çaldığının yaşayan canlı bir örneğidir. Zaten aslı unutulanın efsanesi tez türetilir. Bütün efsane ve hikayelerine rağmen bir Oğuz/Türkmen köyünün başkaca isimlerle anılmasını kabul etmek bu saatten sonra olası değildir.
17 Kasım 2024, Beşikdüzü