RUKYE VE MUSKA
Rukye, hastalık ve kötülüklerden korunmak veya kurtulmak amacıyla Kuran’dan bir bölüm, Allah’ın ismi ve sıfatları veya dualar okuyup üflemektir. Ayet ve duaların yazılıp taşınan şekline de muska denir.
Kuran-ı Kerîm’de “okuyup üfleme” anlamında; Kıyamet suresinin 27’inci ayetinde “râk”, Felak suresinin dördüncü ayetinde de “neffâsât” kelimeleri geçmektedir. Birincisinde ölmek üzere olan kişinin canı boğazına geldiğinde, “Onu bu durumundan kurtaracak ve tedavi edecek biri yok mu?” diye seslenen yakınlarının tabip arama arzuları “üfleyici” kelimesiyle ifade edilmektedir. Felak suresinde ise; “düğümlere üfleme” ifadesinde geçmektedir.
Bazı ayetlerde (Yunus 57, İsrâ 82, Fussilet 44) Kuran’ın şifa olduğu bildirilirken; bazı ayetlerde de (Nahl 98, Müminûn 97-98, Fussilet 36, Felak 1-5, Nâs 1-6) kötü yaratıkların şerrinden, özellikle şeytanın vesveselerinden Allah’a sığınılması öğütlenmektedir.
Kuran, müminler için bir hidayet ve şifa kaynağıdır; kalpler ve ruhlar için en önemli devadır. Bu nedenle tedavi yöntemlerinin yanı sıra Allah’a dua edilmeli ve O’ndan şifa dilenmelidir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) de dua etmiş, Fatiha suresini şifa niyetiyle okuyan sahabeyi de onaylamıştır (Buhari).
Hz. Peygamber, ziyaret ettiği bazı hastalar için dua eder, onları sağ eliyle sıvazlar ve şöyle derdi: “Ey İnsanların Rabbi olan ve sıkıntıları gideren Allah’ım! Şifa veren sensin, senden başka şifa veren yoktur. Bu hastaya da öyle şifa ver ki, hastalığından iz kalmasın!” (Buhari, Müslim).
Kuran ve sünnette, inananların birbirlerine dua etmeleri emredilmekte ve kötülüklerden Allah’a sığınmaları öğütlenmektedir. Rukyeler de, bu bağlamda değerlendirilebilir. Mezhep imamlarının da içinde bulunduğu âlimlerin çoğunluğu konu ile ilgili bazı hadisleri delil göstererek, şirke ve istismara götürmemek şartıyla fayda ve zararın Allah’tan olduğuna inanılarak yapılan rukyede bir sakınca bulunmadığını belirtmişlerdir.
İslam inancında ilaçlar, gıdalar ve vitaminler, hastalıkların tedavisinde Allah’ın yarattığı bir vesile olmaktan öte geçemezler. Gerçekte şifa veren sadece Allah’tır. Dolayısıyla, bir taraftan şifaya vesile olacak bütün tedavi yolları denenirken, öbür taraftan da samimiyetle Allah’tan şifa istenmelidir. Dolayısıyla güvendikleri kişilerin telkin ve tavsiyelerine açık olan insanların, şifayı Allah’tan umarak kendilerine Kuran okutmaları ve dua ettirmelerinde bir sakınca yoktur.
Bazı âlimler; muskadan medet ummamak, onu koruyucu olarak algılamamak veya Allah’tan beklenilecek şeyleri muskadan beklememek kaydıyla Kuran-ı Kerîm’den âyetlerin yazılıp muska yapılarak takılmasında bir sakınca görmemiştir.
Dua amacıyla okunan rukye ve istiâze (şeytanın ve kötü insanların şerrinden, her türlü zarar, bela, âfet ve musibetlerden Allah’a sığınmak) ile sihir yapma amacıyla okuyup üflemeyi ve muska yazmayı da birbirinden ayırmak gerekir. Din İşleri Yüksek Kurulu 28 Eylül 1979 tarihli kararında, Cenâb-ı Hak’tan şifa umarak hastalara Kuran-ı Kerîm ve şifa ile ilgili dualar okumanın câiz; halkı kandırmak ve gaipten haber vermek amacıyla üfürükçülük yapmanın ise dinen yasak olduğunu belirtmiştir.
Okuma, duadan öteye geçemez; şifayı veren sadece Allah’tır. Buna karşılık muskacılık yapanların içinde kendilerini şifa dağıtan olarak takdim edenler, insanların yanlış inançlara sapmasına zemin hazırlayanlar ve kazanç temini yoluna gidenler olduğu da bilinmektedir. Bunlara dikkat emek gerekir.
Sonuç olarak; Kuran’dan ayetler ve dualar okuyarak Allah’tan şifa istemek meşrudur ve tavsiye edilmiştir. Dolayısıyla ayet ve dualardan oluşan muskalarda da bir sakınca yoktur. Sihir ve büyü amaçlı yapılan muskalar ve bu tür okuyup üflemeler ise yasaklanmıştır.
30 Ağustos Zafer Bayramımızı ve cumamızı kutluyor, sizleri selamlıyorum.
(Yararlanılan Kaynaklar: TDV İslam Ansiklopedisi, Din İşleri Yüksek Kurulu, Elmalılı Hak Dini Kuran Dili, Dr. Murat Kaya, Efendimizden Hayat Ölçüleri)
Hazırlayan: Bahtiyar Budak–Emekli Edebiyat Öğretmeni
