Diğer Haberler Son Dakika 

HAYR YARADANDAN, ŞER YARATIKLARDANDIR!

Hayır ve şer, Kuran’da en çok zikredilen kavramlardandır. “Hayır” kelimesi 176 yerde, “şer” kelimesi 25 yerde geçmektedir.        Hayr ve şer, Kuran’da en çok zikredilen kavramlardandır. “Hayır” kelimesi 176 yerde, “şer” kelimesi 25 yerde geçmektedir. Hayr, sözlükte “iyi olmak, iyilik etmek, üstün olmak, üstün kılmak” gibi anlamlara gelir. Şer, hayrın zıddıdır; zulüm, fesat, zararlı ve kötülük gibi anlamlara gelir. Kuran-ı Kerim’de “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür” (Zilzal 7-8) buyrulmaktadır.

       Kuran-ı Kerim’de peygamberler, “ahyâr” (hayırlılar) olarak nitelendirilmiştir. (bk. Sâd 48-49, Enbiya 73). Hadis-i şeriflerde, Allah ve peygamberin istediği şekilde iman edip salih ameller işleyenler, haram ve kötülüklerden sakınanlar, “hayırlı kimseler” olarak belirtilirken; doğru sözlü olmak, günahlara tövbe etmek, Allah yolunda harcama yapmak, muhtaçlara yardım etmek, salih ameller işlemek gibi güzel davranışlar, “hayr” olarak ifade edilmiştir.

Hayır, sözlükte “iyi olmak, iyilik etmek, üstün olmak, üstün kılmak” gibi anlamlara gelir. Şer, hayrın zıddıdır; zulüm, fesat, zararlı ve kötülük gibi anlamlara gelir. Kuran-ı Kerim’de “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür” (Zilzal 7-8) buyrulmaktadır.

Kuran-ı Kerim’de peygamberler, “ahyâr” (hayırlılar) olarak nitelendirilmiştir. (bk. Sâd 48-49, Enbiya 73). Hadis-i şeriflerde, Allah ve peygamberin istediği şekilde iman edip salih ameller işleyenler, haram ve kötülüklerden sakınanlar, “hayırlı kimseler” olarak belirtilirken; doğru sözlü olmak, günahlara tövbe etmek, Allah yolunda harcama yapmak, muhtaçlara yardım etmek, salih ameller işlemek gibi güzel davranışlar, “hayır” olarak ifade edilmiştir.

“ Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter” (Nisa 79). “Gerçek şu ki, Allah insanlara zerrece kötülük etmez; fakat insanlar kendilerine kötülük ediyorlar” (Yunus 44).

Bu ayetlerin birincisinde, iyiliğin Allah’tan, kötülüğün ise insandan olduğu Rasûlüllah muhatap alınarak ifade edilmiş; ikincisinde ise, Allah’ın insanları haksız yere sapkınlığa sevk etmediği veya cezalandırmadığı açıkça vurgulanmıştır. Yüce Allah insanlara hem peygamberler göndererek, hem de onları akıl ve basiret gibi yüksek melekelerle donatarak doğru yolu bulmaları için gerekli olan imkânları vermiştir. Buna rağmen yanlış yolda ısrar edenler, kendilerine kötülük etmiş olurlar.

“De ki: “Ey mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltirsin, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Hiç kuşku yok sen her şeye kadirsin” (Ali İmran 26). Bu ayet-i kerimede, “Her türlü iyilik senin elindedir” buyrularak hayrın, yani görünen ve görünmeyen yüzüyle gerçek anlamda iyinin yalnız Yüce Allah’ın kudretinde olduğu belirtilmiştir. Türkçede, insanların gelecekteki beklentileri konusunda değişik ihtimallere göre fikir yürüttükten sonra sözü “hayırlısı Allah’tan” şeklinde bağlamaları bu ayette değinilen gerçeği derinden kavramış olmanın güzel bir ifadesidir.

Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı bu ayeti açıklarken şöyle der: “Ayetteki, “İyilik senin kudretindedir” ifadesi muhteşemdir. Allah bu ayette, “İyiliğin benim kudretimde olduğunu söyle. Kötüyü siz yapıyorsunuz, ben değil” diyor. Kuran-ı Kerim’de “kötülük senin (Allah’ın) kudretindedir” diye bir ayet bulamazsınız. Yine Felak suresinin ikinci ayetinde, Allah Teâlâ, yarattığı varlıkların şerrinden kendine sığınılmasını istiyor. Ayet-i kerimede Yüce Allah, “Benim şerrimden bana sığının” demiyor. Çünkü Allah’ın şerri yoktur, yaratıkların şerri vardır.”

Hayatın olağan akışı içerisinde gerçekleşen olaylarda bazen bizim hiçbir müdahalemizin olmadığı işler olur. İnsanlar, bu tür durumlarda “vardır bu işte de bir hayır” sözünü kullanırlar. Cenâb-ı Hak kullarını neye sevk ederse etsin ve nasıl bir neticeye ulaştırırsa ulaştırsın, O’nun takdirinin her zaman sonucu itibarıyla hayırlı olduğuna inanılır. Allah Teâlâ’nın takdirinin her zaman kul için en hayırlı seçim olduğuna inananlar, şu ayet-i kerimeyi hatırlarlar: “Bazen hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlı olur. Kimi zaman da sevip arzu ettiğiniz bir şey sizin için şerli olabilir. Netice itibarıyla neyin hayır ve neyin şer getireceğini sadece Allah bilir, siz bilmezsiniz” (Bakara 216).

Halk arasında “her işte bir hayır vardır” ifadesi çok kullanılır. Bunun nedeni, olan biten bir işi, başka biçime sokamayacağımıza göre, iyiye yorarak kötümser olmaktan kurtulmaktır. Hikâye olunur ki, Afrika’nın uzak bir ülkesinde bir kral vardı. Kralın hiç yanından ayırmadığı bir dostu, her olay karşısında “Bu işte de bir hayır vardır!” derdi. Birlikte ava çıktıklarında, adam tüfeği dolduruyor, kral da ateş ediyordu. Bir defasında, doldurduğu tüfek, ateşleme esnasında geriye doğru patladı ve kralın başparmağı koptu. Kral acı içinde kıvranırken, adam her zamanki sözünü söyledi: “Bunda da bir hayır vardır!” Buna kızan kral dostunu zindana attırdı.

Bir sene sonra, kral uzak bir bölgede birkaç adamıyla avlanırken; yamyamlar tarafından yakalandılar. Yamyamlar, onları yakıp yemek için ağaçlara bağladılar. Bu kabile, başlarına kötü şeyler geleceğinden korktukları için uzuvlarından eksik olan insanları yemiyorlardı. Kralın bir parmağının olmadığı fark edilince, hemen onu serbest bıraktılar; diğerlerini yakıp yediler. Bu olay karşısında yaptıklarına pişman olan kral, saraya döndüğünde, arkadaşını zindandan çıkardı ve başından geçenleri ona anlattı. “Haklıymışsın, parmağımın kopmasında bile hayır varmış” diyerek ondan özür diledi. “Üzülme, beni zindana atmanızda da bir hayır vardır” diyen dostu, kralın şaşkın bakışları arasında sözlerine şöyle devam etti: “Zindanda olmayıp da seninle birlikte avda olsaydım ne olacaktı?”

Esasen, bir şeyde hayır olup olmaması, bundan ne kastedildiğine bağlıdır. Mesela şeytana uymakta bir hayır olduğu söylenemez. Zira şeytan insanı cehennemin gayyalarına yuvarlamaya yemin etmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken; şeytanın yaratılması şer değil, şeytana uymanın şer olduğudur. Yine, birçok ihtiyacımızı gidermek için yararlandığımız ateş; bazen dikkatsizlik sonucu elimizi yakarsa, “ateş şerdir” diyemeyiz.

Allah kuluna, iki şeyden herhangi birini seçme konusunda irade vermiştir. Bu sayede insanlar iyiyi-kötüyü, güzeli-çirkini, faydayı-zararı görebilirler ve bunlar arasından birini seçebilirler. Sonuçta, seçimi yapan insan; neticeyi yaratan ise, Allah’tır. Mesela, görme fiilini yaratan Allah’tır. İnsan, nereye bakacağına kendisi karar verir. Baktığı helâl ise, bu bakışı hayır olur; baktığı haram ise, bu bakışı şer olur.

Tedbir alınması gereken durumlarda, ihmali olanlar elbette sorumludurlar. Bütün tedbirleri almamıza rağmen, başımıza gelen bazı olaylar, birer ilahi mesaj da olabilir. Bizleri yaratan ve rahmetiyle kuşatan Yüce Allah, şüphesiz ki bizi bizden daha iyi bilmektedir. Bu kapsamda; üzerimize düşenleri yaptıktan sonra, karşılaştığımız her olayın bir imtihan vesilesi olduğunu düşünerek sabır göstermeliyiz. Unutmayalım ki Cenâb-ı Allah, hakkımızda her zaman hayır murat eder ve bizlerin iyiliği için fırsatlar yaratır. Bu bilinç içerisinde, Allah’tan her şeyin hayırlısını istemeliyiz ve sonuçta da O’nun takdirine razı olmalıyız.

       (Yararlanılan Kaynaklar: TDV İslam Ansiklopedisi, TDV Kuran Yolu Tefsiri, Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı-Kuran’ı Anlamak, Can Aktan-Hayat ve Hakikat, Sorularla İslamiyet-Kader Konusunda Merak Edilenler. )

       Hazırlayan: Bahtiyar Budak–Emekli Edebiyat Öğretmeni

En son Haberler