İneklerimiz Çimento Yemez
Tonya’da düzenlenen mitingde “Tereyağı festivali yapılan Tonya’da bundan böyle çimento festivali yapılır” diyen konuşmacılar, çimento fabrikası ve açılacak 16 adet taş ocağının ilçenin geleceğine zarar vereceğini ifade ettiler.
Tonya’da kurulması planlanan çimento fabrikası ve taş ocaklarına karşı miting düzenlendi.
Tonya Çevre Platformu tarafından düzenlenen mitinge Tonya’ya bağlı mahalle ve köylerden vatandaşlar katıldı. Ayrıca, taş ocaklarının açılacağı Çayırbağı beldesinden birçok vatandaş da katkı vermek amacıyla miting alanında yerini aldı. Mitinge 2 500 dolayında kişi katıldı.
Miting de söz alan konuşmacılar, çimento fabrikasının ve taş ocaklarının Tonya’da kurulmasına karşı olduklarını dile getirdiler.
Mitingde söz alan konuşmacılardan Avukat Nedim Şenol Çelik, kendisinin Çayırbağı Beldesi Gülcena Mahallesinden olduğunu belirterek şöyle dedi: “Biz artık dava arkadaşı olduk. Sizin yüzünüzdeki kararlılığı görünce anladım ki, çimento fabrikası buraya yapılmayacak. Bu fabrikalar zehir saçıyor. Çimento fabrikalarının bacasından arsenik yayılıyor. Arsenik göze zarar veriyor. Dünya Göz Hastanesi’nin sahibi Eray Kapıcıoğlu, şimdiden kendine müşteri hazırlıyor. Torunlarımız bize soracak, niye korumadınız çevreyi diye… Yüzümüzün kızarmaması için çimento fabrikasına hayır!”
Mitingin sunuculuğunu yapan Bekir Uzunoğlu, “Sayın Belediye Başkanına ve EMBA adlı şirket yetkililerine teşekkür etmek istiyorum. Çünkü onlar, bizim burada buluşmamıza neden oldu. Bir konuyu daha belirtmek zorundayım. Sayın Başkan, bizim başka çimento şirketlerinden nemalandığımızı söylüyor. Mikrofon burada, gelsin açıklasın bu nemalanan kişiyi. Biz de yaptığımız masrafları ondan alalım.” dedi.
Mitinge konuşmacı olarak katılan yörede yaşayan kadınlardan Nurten Günaydın, çocuklarını karalahana ile büyüttüklerini, çimento fabrikasının yaylalarını, arazilerini ellerinden alacağını ifade ederek “Tonya’ya çimentosu yapmak, benzin bidonunun yanına ateş yakmaya benzer.” dediler.
Ankara Tonyalılar Derneği Başkanı Ahmet Paşaoğlu’nun mitinge gönderdiği dayanışma mesajı okunduktan sonra telgraf ve faksla dayanışma duygularını belirten kişilerin adları okundu.
Söz alanlardan Süleyman Hacısalihoğlu da konuşmasında şöyle dedi: “Bu işin siyaseti yok. Hangi siyasi partili olursak olalım, karşı çıkmamız lazım. Ben buradan söylüyorum. Yarın AKP ilçe teşkilatı istifasını versin. Belediye 1.384 bin liraya bir arazi sattı çimento şirketine. Buradan Tonyalılar adına taahhüt ediyorum. Belki belediyenin geri ödemek için parası yoktur. Biz bu parayı vermeye hazırız. Emekli maaşımın yarısını ödemeyi bitirinceye kadar vermeye hazırım. Yeter ki, satış iptal edilsin Allah aşkına!”
Miting alanına getirilen jersey dananın önü bir torba çimento ve bir miktar ot kondu. Jersey dananın üzerine de “Livalobo düzüne fabrika kuracaklar, çiçekli çayırları çamur mu yapacaklar” sloganı yazıldı.
Emekli İnşaat Mühendisi Sami Koç da, “Çevrenin siyaseti olmaz. Çevre felaketi hepimizi etkiler. Tonya tereyağı ile ünlüdür. Bundan sonra tereyağı festivali yerine çimento festivali yaparsınız. EMBA şirketine sesleniyorum: Doğu Karadeniz’de en zor ikna edeceğiniz yer Tonya’dır. Gelin bu projeden vazgeçin…” dedi.
“Zehir solumak istemiyoruz, Tonya kurtlar sofrasına yem edilemez, Halk Şahinkaya’yı sit alanı ilan etti, Çimento külü değil, ormangülü, EMBA Tonya’dan defol! Emaneti korumak asalettir, Bulu da yersın lahana!” gibi pankartların taşındığı mitingde Tonya Çevre Platformu üyelerinden Mehmet Çömcüoğlu da söz aldı. Çömcüoğlu şöyle dedi: “Bu işin uzmanları, çimento fabrikasının ve taş ocaklarının bir yıkım projesi olduğunu söylüyorlar. Ne yazık ki, halkın yanında yer alması gereken yerel yöneticiler birilerine şık görünmek için “Bunlar aynı tipler, her şeye karşı çıkıyorlar. Erikbeli yoluna, HES’e, okula, otele, gölete karşı çıkıyorlar yalanını yayıyorlar. Biz baz istasyonuna karşı çıktık. HES’e karşı çıktık. Şimdi de en küçüğü 400 dönüm yer kaplayan 16 adet taş ocağına ve çimento fabrikasına karşı çıkıyoruz. Karadağ’da aç, susuz, yalınayak savaşan dedelerimiz. Livalobo’da, Pararobo’da, Raşi’de çağırsan seslenecek gibi. Onların mevzileri satılık değildir. Tonya’nın geleceğini savunuyoruz.”
Çimento fabrikasının ve taş ocaklarının vereceği zararları anlatan Ahmet Bektaş şöyle konuştu: “Son yıllarda şirketlerin Tonya’ya ilgileri arttı. Biri geliyor, okulun yanında baz istasyonu kuruyor. Bir başkası Folderesi’nin sularını borulara hapsederek HES yapmaya kalkıyor. Şimdi de Tonya’nın doğasına göz dikenler, buraları delik deşik edecekler. Fabrikada 240 bin ton kömür yanacak. 16 adet taş ocağı sularımızın yok olmasına neden olacak. Yüz binlerce ağacımız kesilecek. Başlıca geçim kaynağımız olan hayvancılığımız yok edilecek.
Sayın Trabzonlu Bakanımız size eczane gibi bir fabrika kuracağız diyor. Eczane gibi değil hastane gibi olsa ne yazar, sanatoryum olsa ne fark eder. Her gün 25 tonluk kamyonlarla 30 kamyon kömürün yanacağı işletme nasıl olur da eczane gibi olur. Yoksa Kömürü ilaç kolileri ile mi fabrikaya taşıyacaklar, akıl kârı bir iş değil. Bu fabrikanın bacasını Sis Dağı’nın arkasına veya Zigana Dağı’nın arkasına borularla taşımayı mı düşünüyorlar? Size şu kadarını söyleyeyim tüm Tonya’nın köyleri dahil bir yılda yakmış olduğu kömürü Bu fabrika 4 günde yakacak, bacasından çıkan dumanın sıcaklığı 1800 derece olacak bu bize yeter de artar bile.”
Kumyatak Toplumsal Bilinçlenme Derneği adına söz alan Mustafa Aydın, “Kutsal kitabımızda cennet çimentoyla mı anlatılıyor? Yeşillikleriyle, akarsularıyla anlatılıyor. Size cennetimizi vermeyeceğiz. Tonya’yı size vermeye hiç mi hiç niyetimiz yok. Elimizden buraları kimseler alamaz. Burada bizim turizm hayallerimiz var. Bunları söndürmeye size izin vermeyeceğiz. En iyi filtreyi taksanız bile gazın yüzde yirmisini tutamaz. Bu gaz çocukları zehirlemeye ve kalıcı hastalıklar bırakmaya yeter. Sayın Bakan Bayraktar’a sesleniyorum: Karadeniz’in doğasını en iyi bilenlerdensiniz. Burayı kirletmek isteyenlere izin vermeyiniz.” şeklinde konuştu.
Tonya Haber