Peygamberlerin Zorlu İmtihanları
Yüce Allah iman edenlere örnek olsun diye güzel ahlaklı peygamberleri ve onların başına gelen zorlu zamanları yaratmıştır. Allah, yarattığı kulunun nasıl bir imtihan göstereceğini bilir. İmani bir derinliğe sahip olan, sabırlı, son derece teslimiyetli peygamberleri yaratan Yüce Allah’tır.
Müslümanlara Kuran ayetleri ile iman edenlere peygamberlerin kıssalarını bildirerek onların nasıl bir karaktere ve ahlaka sahip olduklarını örnek kılmıştır. Kıssalarda da gördüğümüz gibi Yüce Allah peygamberlerine yardımcı olmuştur. Firavun’un ordusundan kaçan Hz. Musa (a.s.) ve ordusuna bir çıkış yolu olmadığı halde, herşeyi yoktan var eden Yüce Allah’ın denizi yarması ve onlara bir çıkış yolu oluşturması O’nun mucizelerindendir. Bu kıssada Müslümanların örnek alması gereken ise Hz. Musa’nın teslimiyetidir. Ordusu ümitsizliğe kapıldığı anda Hz. Musa: “Hayır” dedi. “Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir.” (Şuara Suresi, 62) sözleri ile Allah’a güvenilmesi gerektiğini tüm insanlara göstermiştir.
Hz. Yunus (a.s.) ise balığın karnında olduğu zor bir anda Allah’a yönelmiş ve ayette bildirildiği üzere “…içi kahır dolu olarak (Rabbine) çağrıda bulunmuştu.” (Kalem Suresi, 48) Böyle zorlu bir imtihanın Allah’tan geldiğini bilen ve sabır gösteren Hz. Yunus Allah’a teslim olmuş ve bütün Müslümanlara örnek olmuştur. Hz. Yunus’un kıssası Kuran’da şöyle anlatılmaktadır:
“Şüphesiz Yunus da gönderilmiş (elçi)lerdendi.
Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.
Böylece kur’aya katılmıştı da, kaybedenlerden olmuştu.
Derken onu balık yutmuştu, oysa o kınanmıştı.
Eğer (Allah’ı çokça) tesbih edenlerden olmasaydı,
Onun karnında (insanların) dirilip-kaldırılacakları güne kadar kalakalmıştı.
Sonunda o hasta bir durumdayken çıplak bir yere (sahile) attık.
Ve üzerine, sık-geniş yaprakla (kabağa benzer) türden bir ağaç bitirdik.
Onu yüzbin veya (sayısı) daha da artan (bir topluluk)a (peygamber olarak) gönderdik.
Sonunda ona iman ettiler, Biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.’’ (Saffat Suresi, 139-148)
Bütün alemlere gönderilen kutlu Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’de diğer peygamberler gibi zorlu bir dönemde kavmine gönderilmiş ve putperestlerin baskısı ve iftiraları ile imtihan olmuştur. Allah’a derin bir sevgi ve aşkla bağlı olan Peygamber Efendimiz (s.a.v) münafıkların ve putperestlerin zulmü karşısında Allah’a teslim olarak onlara karşı en güzel mücadeleyi göstermiştir. Merhamet sahibi Rabbimiz, Peygamberimiz’in içinde bulunduğu bu zorlu ortamı şöyle bildirmiştir:
“Hani onlar, size hem üstünüzden, hem alt tarafınızdan gelmişlerdi; gözler kaymış, yürekler hançereye gelip dayanmıştı ve siz Allah hakkında (birtakım) zanlarda bulunuyordunuz. İşte orada, iman edenler, sınanmış ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsıntıya uğratılmışlardı. Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: ‘Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vadetmedi’ diyorlardı. Onlardan bir grup da hani şöyle demişti: ‘Ey Yesrib (Medine) halkı, artık sizin için (burada) kalacak yer yok, şu halde dönün.’ Onlardan bir topluluk da: ‘Gerçekten evlerimiz açıktır’ diye Peygamberden izin istiyordu; oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı.’’ (Ahzab Suresi, 10-13)
Ayetlerde bildirildiği gibi böylesine zorlu bir ortamda Peygamberimiz ve yanında bulunan salih müminler, Allah’a güvenen, desteğinin ve yardımının geleceğinden emin olarak Allah’a sığınmışlardır. Allah’ın, karşılaştıkları bu zorluğun sonucunda onlara rahatlığı göndereceğini umut ederek, zorluklara sabır göstermişlerdir. Bir ayette Müslümanlara gelen zorlukların Allah’ın vaadi olduğu şöyle bildirilir:
“Mü’minler (düşman) birliklerini gördükleri zaman ise (korkuya kapılmadan) dediler ki: “Bu, Allah’ın ve Resûlü’nün bize vadettiği şeydir; Allah ve Resûlü doğru söylemiştir.” Ve (bu,) yalnızca onların imanlarını ve teslimiyetlerini arttırdı.’’ (Ahzab Suresi, 22)
Allah, iman edenlerin ve Kendi dinini koruyanların her zaman destekçisi ve yardımcısıdır. Müminlerin Allah’a güvenerek, zorlu durumlarda O’na tevekkül etmesi ve sabır göstermesi çok önemlidir. Peygamberler ve yanlarında bulunan salih müminler, sonsuz cennet hayatına kavuşacakları ahirette, bu güzel tevekkülün ve sabrın karşılığını en güzel şekilde alacaklardır.
“İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar. Orda ebedi olarak kalıcıdırlar; o, ne güzel bir karargah ve ne güzel bir konaklama yeridir.’’ (Furkan Suresi, 75-76)
Mine Çakır