Makaleler Son Dakika 

Her Anımızda ALLAH’A Muhtaç Olduğumuz Bilmek

Din ahlakından uzak yaşayan insanların hayatlarına sıkıntılar ve hüzünler hâkimdir. Bu hallerinin temel nedenlerinden biri, büyüklenmeleridir. Bu insanlar alçakgönüllü olmayı gereksiz görür, hayattan haz alabilmek için büyüklenmek gerektiğine inanırlar. Oysa tam tersine büyüklenmek, insanın hayatını kabusa çeviren bir psikolojik sorundur. Alçakgönüllü olmak ise, insanın üzerindeki yükleri alan, hafifleten, huzur veren bir ahlaktır. Allah’ın izniyle alçakgönüllülüğü en derin yaşayan insanlar samimi inananlardır.

İnsan birçok eksikle birlikte yaratıldığından, bunların hepsi birer imtihan konusu olmaktadır. Samimi inananlar açık bir şuura sahip olduklarından, bütün eksikliklerinin ayrı ayrı bir hikmeti olduğunu bilirler. Ayrıca acizlikler, müminin Allah’a yakınlığının arttırmasına bir vesiledir. İnsan bunları tespit ederek, Allah’ın sonsuz gücü ve ilmi yanındaki fakirliğini daha iyi görebilir.

Ey insanlar, siz Allah’a (karşı fakir olan) muhtaçlarsınız; Allah ise, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır, Hamid (övülmeye layık)tır. (Fatır Suresi, 15)

Rabbimiz dilseydi insanlardaki eksikleri var etmezdi. Bunun bir göstergesi de, Allah’ın samimi kullarını cennette kusursuz yaratacak olmasıdır. Ancak müminler cennete ehil olabilmek için, dünyada eğitimden geçmektedirler. Bu yüzden eksikliklerle imtihan olmaktadırlar. Müminler bu imtihan neticesinde cennet hayatının kusursuzluğunun ve güzelliğinin değerini daha iyi bileceklerdir.

Allah’a karşı büyüklenen insanlar ise acizliklerini kabullenmek istemezler. Hayatlarının her anında Allah’a ihtiyaç duyduklarını bilmek onları rahatsız eder. Bu yüzden kendilerine Allah’tan ayrı bir güç atfederler. Allah’ın kendilerine vermiş olduğu yeteneği, fiziki güzelliği yada zenginliği sahiplenirler.

Oysa insan Allah’a o kadar muhtaçtır ki, şu anda evimizde otururken yada işimizin başındayken hiç ummadığımız bir anda başımız şiddetli ağrımaya başlayabilir, önemli damarlarımızdan biri tıkanabilir, beynimizin herhangi bölgesinde bir hasar meydana gelebilir ve en basit bir işi yapamayacak hale gelebiliriz. Eğer şu anda bu sorunlardan hiçbiri meydana gelmiyorsa, bu, Allah’ın bize olan rahmetinin ve korumasının bir tecellisidir.

Yine insanın yaşamını normal bir şekilde devam ettirebilmesi için, sayısız fizik kanununun da düzenli olarak işliyor olması gerekmektedir. Bu kanunlardan herhangi biri çalışmaz veya çalışması aksarsa, tüm canlıların yaşamı tehlikeye girer.

Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye (her an kudreti altında) tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, Kendisi’nden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim’dir, bağışlayandır. (Fatır Suresi, 41)

İnsan sadece bir an için samimi düşünmesiyle Yaratıcısına ne kadar ihtiyacı olduğunu anlayabilir. İnsan ancak Rabbinin dilediği kadar, dilediği şekliyle düşünme yetisine sahiptir. Bu, sürekli akılda tutulması gereken bir gerçektir. Örneğin bir insana yazı yazarken düşünmesi gerekenleri ilham eden Allah’tır. Allah dilemedikçe en güzel konuşan yada en iyi kitap, şiir yazan insanın aklına bir tek kelime dahi gelmez. Rabbimiz dilemediği sürece insan konuşamaz, aklından geçenleri cümle haline getiremez. Okuduğunuz bu makaleyi yazmayı da, okuyan kişinin anlamasını da Allah ilham eder.

Tüm bu nedenlerden ötürü Allah’a teslim olmuş kullar, acizliklerin bilinciyle hareket ederler. Allah’a karşı büyüklenen, kendine ayrı bir güç atfeden kişilerin de imanın güzelliğini, huzurunu, neşesini yaşayamadıklarını, her şeyden önemlisi Allah’ın rızasını kaybettiklerini bilirler.

“…Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez” (Lokman Suresi, 18)

 Mine Çakır

Eğitimci & Yazar

 

 

 

 

En son Haberler