Kalp Sadece Kan Pompalayan bir Organ Değildir
Kalp bazı insanların zihninde şekillendiği gibi sadece vücudumuzun kan pompalayan bir organı değildir. Aksine kalp bizi üstün kılan ve evrendeki konumumuzu belirleyen odak noktasıdır.
Allah inancının gerçekleştiği peygamber sevginin hayat bulduğu özel bir alandır ve insanın en şerefli hazinesidir. İnsanın varlığına has özelliklerini barındıran kalp, iyiyi kötüyü, hak ile haksızlığı ayırma yeteneğinin hayat bulduğu bir alandır. İmanın parladığı ve gerçekleştiği mekandır kalp. Allah’a selim bir kalp ile gitmek kalbi salaha götürecek güzel hasletlerle besleyip kötülüklerden korumakla mümkün olur. Efendimiz bir hadisi şerifinde şöyle buyurur: “Kötü zandan kaçınınız, çünkü zanla konuşmak sözün en yalanıdır. Kapı arkalarından söz dinlemeyin, kimsenin ayıbını araştırmayın, hased etmeyin, birbirinize buğz etmeyin. Birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın Kulları! Kardeş olun, Müslüman müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, dar zamanında onu yüzüstü bırakmaz, elinden gelen yardımı yapmaktan geri durmaz, onu küçük görmez”
Hiç bir şey onun yüzünden olmadı
Bazı insanlar vardır, yaşadıkları sorunların üstesinden gelemezler ve sürekli bir suçlu ararlar. Bu kimseler konuşmalarına her zaman sen diye başlarlar. Sen beni çok üzmeseydin sağlığım bozulmazdı, sen hoş görülü olmasaydın bu çocuk böyle şımarmazdı, sen bu kadar eli açık olmasaydın malımız mülkümüz olurdu, eğer çok çalışsaydın üniversiteyi kazanırdın, matematiğe ağırlık verseydin tıpı tutturabilirdin, başkalarının çocukları gibi uslu olsaydın bu yaşta bu kadar yorgun olmazdım…” Bitmeyen şikayetleri vardır bu insanların. Durumlarından hiçbir zaman memnun olmazlar ve sürekli bir suçlu ararlar. Oysa sürekli suçlanan ve hataların kurbanı olarak görülen çocuk ya da erişkinler bu durumdan derin yara almaktadırlar. Özellikle anne baba tarafından günah keçisi ilan edilen çocuk bir zaman sonra kendine olan güvenini yitiriyor ve olup biten her şeyden kendilerini suçlamaya başlıyorlar.
Anneler babalar! Şunu unutmayın ki, hayat bu oluş bitişlerin eşiğinde ilerliyor ve bizler bu hayatın yolcularıyız. Bu nedenle lütfen çocuklarınızı suçlamayın. Ve şunu da aklınızdan çıkarmayın ki, aslında hiçbir şey çocuğunuz ya da yakınlarınız yüzünden olmuş değildir. Her zaman her yerde bahsettiğiniz olaylar olur biter ve bunun sorumlusu çocuklar hiç değillerdir. Bu nedenle çocuklara senin yüzünden başım ağrıyor demek yerine, bu gün çok yorgunum hadi seninle bir geziye çıkalım deyin ve onlarla hoşça vakit geçirin. Onların o koskoca yüreklerini keşfedin.
Allah mallarımıza değil kalplerimize bakar
Enes bin Malik buyuruyor: “Biz Resulullah’ın huzurunda oturuyorduk. Resulullah (sav) “şimdi size Cennet ehlinden birisi gelecek” buyurdu. Biraz sonra sakalından abdest suyu damlayan ve ayakkabıları sol elinde Ensar’dan bir zat geldi. Sahabeden Abdullah İbn Amr bu zatın Cennet ehlinden olmak için ne yaptığını anlamak için babasının kendisini eve koymadığını ileri sürerek bu zatın evinde misafir olarak üç gün kalmak istediğini söyledi. Adam da kabul etti. Abdullah İbn Amr diyor ki, “Bu zatın evinde üç gün kaldım. Gece kalkıp ibadet ettiğini görmedim. Ancak uykusu kaçınca yatağına doğrulur Allah’ı zikir ve tesbih ederdi. Üç gün sonra kendisine, “Ey Allah’ın kulu, aslında ben babamla dargın değilim. Senin evinde kalıp nasıl ibadet ettiğini anlamak istedim. Ama senin de bizden fazla ibadet yaptığın yok” Halbuki Peygamberimiz sana “Cennet ehlindendir” buyurdu. Seni bu mertebeye ulaştıran nedir? Dedim. Adam “Gördüğün gibi başka bir amelim yok, kalbimi daima Müslümanlara karşı haset etmekten, kin beslemekten, buğz etmekten korurum. Bu sebeple Cenab-ı Hak beni bu dereceye yüceltti” buyurdu.
Allah Resulu buyurdu ki, “Allahü Teala sizin yüzlerinize (yani fiziksel güzelliğinize, gösterişli oluşunuza) ve mallarınıza, servetinize bakmaz. Ancak kalplerinize kalbinizdeki iman cevherine Allah ve Resulullah sevgine kalpdeki ahiret inancına ve Allah korkusuna bakar”
Alıntıdır.