İstiklal Marşı’mızın Kabul Edilişinin 90.Yılı
İstiklal Marşı’nın yazılış öyküsü, Türk ulusuna milli bir marş kazandırmak isteyen Genelkurmay Başkanı İsmet (İnönü) Bey’in ortaya bu fikri atmasıyla başladı ve Mehmet Akif Ersoy, ulusuna İstiklal Marşı’nı armağan etti.
.
.
”Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal
Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal”…
Uğruna kan dökülen, can verilen Türk bayrağına böyle seslenen Mehmet Akif Ersoy, ulusuna İstiklal Marşı’nı armağan etti. Ucunda para ödülü olduğu için yarışmaya girmeyi reddeden milli şair, ancak bu ödülün kaldırıldığı duyurularak yarışmaya katılmaya ikna oldu.
Kurtuluş Savaşı’nın başladığı yıllarda, cephedeki askerlerin morallerini yükseltip milli duygularını güçlendirecek bir ulusal marşın hazırlanması düşüncesi, Genelkurmay Başkanı İsmet (İnönü) Bey’in kafasında şekillendi.
Bunun üzerine dönemin Milli Eğitim Bakanlığı ödüllü bir yarışma açtı ve durumu tüm yurda duyurdu. Yarışmaya 724 şiir katıldı. Değerlendirme komisyonu, şiirlerin tamamını inceledikten sonra 6 şiiri seçti. Ancak yapılan değerlendirmede bu şiirlerin de ulusal marş olma niteliği taşımadığı görüldü.
KORKMA, SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA…
Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi (Tanrıöver), ulusal marşı Mehmet Akif’in (Ersoy) yazmasını istiyordu.
Oysa Mehmet Akif, ucunda para ödülü olduğu için yarışmaya katılmamıştı. Ulusal marş niteliği taşıyan bir şiirin bulunamaması üzerine dostları devreye sokularak Mehmet Akif ikna edilmeye çalışıldı. Para ödülünün kaldırıldığı duyurulunca Mehmet Akif, yarışmaya katılmayı kabul etti.
Daha önce ön elemede seçilen 6 şiirle Mehmet Akif’in yazdığı şiir arasında yapılan değerlendirmede Akif’in şiiri birinci oldu. 1 Mart 1921 günü Meclis’in yaptığı oturumda Hamdullah Suphi (Tanrıöver), kürsüde şiiri okudu. Seçim için son sözün Meclis’e ait olduğunu belirtti.
Takvimler 12 Mart 1921’i gösterirken Türkiye Büyük Millet Meclisi yeniden toplandı. Konuşmaların ardından, verilen önergeler kabul edildi ve Mehmet Akif’in yazdığı şiir, Türk ulusunun ”İstiklal Marşı” oldu.
Meclis tarafından kabul edilen marşın artık bestelenmesi gerekiyordu. Açılan yarışmaya 22 beste katıldı. Ancak Meclis’in, zamanın çetin koşulları yüzünden bu besteleri değerlendirip birini seçecek vakti yoktu. Bu nedenle uzun bir süre ulusal marş bestelenemedi.
1930 yılında orkestra şefi Osman Zeki Üngör’ün bestesi uygun görülüp kabul edildi. Böylece Türk ulusu, dünyanın en anlamlı marşına kavuştu.
Milli Şair tarafından yazılan, tamamı 10 kıta olan İstiklal Marşı’nın 2 kıtası, rengini şehitlerin kanından alan, sonsuza kadar dalgalanacak ay yıldızlı bayrak semaya çekilirken, Türk milletince tek yürek halinde okunuyor.
AA