Makaleler Son Dakika 

Münafıklar Müslümanlar İçin Hayırdır

Dinden uzak yaşayan kimselerin bağlılıklarını oluşturan temel düşünce menfaattir.  Bu yanlış fikri benimseyen kişiler, çıkarları uğruna, kime ya da neye sadık olunması gerekiyorsa bunu hiç düşünmeden yaparlar. Fakat bu, tamamı ile sahte ve samimi olmayan bir sadakattir. Bu insanların gösterdikleri sadakatin boyutu elde edecekleri menfaat ile doğru orantılıdır. Eğer menfaatlerine ulaşmanın yolu, bağlı ve itaatli olmaksa, bunu hiç düşünmeden seve seve yaparlar.

İmanı zayıf yada Kuran ahlakını tamamen ret eden kişiler, içinde bulundukları bütün durumlardan çıkar sağlamak istedikleri için, çevrelerindeki insanları bu yönde kullanmaya ve gerçek niyetlerini gizleme çalışırlar.  Çıkar elde edebilmenin en iyi yönteminin ise, menfaat bekledikleri insanların güvenini kazanmakla mümkün olacağını düşünürler. İşte bu yanlış düşüncelere sahip olan kimseler, güveni oluşturmak için insanlara daima yeminler edip, tutamayacakları sözleri verirler. Bu insanların durumunu Rabbimiz bir ayetinde şöyle haber vermiştir:

Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık, Alabildiğine ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götüren (gizlilik içinde söz ve haber taşıyan), Hayrı engelleyip sürdüren, saldırgan, olabildiğince günahkar, Zorba-saygısız, sonra da kulağı kesik; (Kalem Suresi, 10-13)

Rabbimiz Kuran’da münafıkların da imanlarının zayıflığını gizlemek için ve Müslümanları, onlar gibi samimi olduklarına inandırmak için yemin ettiklerini bildirmiştir. Yüce Allah’ın yolunda düzgün bir istikamet tutturmak, İslam ahlakına en iyi biçimde uyup,  insanları İslam’a çağırırken karşılarına çıkan zorluklara sabretmek, sadece Allah’a kuvvetli bir iman ve bağlılık duygusu ile gerçekleşir. Bu sebeple samimi imandan uzak olan kişiler, Allah’ın rızasını kazanmak için çok çaba sarf etmeli ve peygamberlerin yolunu izlemelidirler. Bunun farkında olan bu samimiyetsiz kimseler, peygamberleri ve samimi Müslümanları kandırmak için, ‘Allah’ adına yemin etmişlerdir. Fakat karşılarına çıkan herhangi bir zor durumda, ettikleri bu yeminden ve Allah’a vermiş oldukları sözden vazgeçmişlerdir. Allah Kuran’da, iman edenlerle beraber hareket edeceklerine dair yemin eden, fakat savaş zamanı geldiğinde vermiş oldukları sözden vazgeçenleri şu şekilde bildirmiştir:

Yeminlerinin olanca güçleriyle, Allah’a and içtiler; eğer sen onlara emredersen çıkacaklar diye. De ki: “And içmeyin, bu bilinen (örf üzere) bir itaattir. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Nur Suresi, 53)

Bu insanlar, niyetlerini gizleyerek menfaat elde edecek ortamlar sağlayabileceklerini düşünürler. Oysa Rabbimiz Kuran’da bu insanların durumunu haber vermiş ve Müslümanları uyarmıştır. Hal ilmi bir Müslüman’ın samimiyetinin en büyük göstergelerindendir. Müslüman, Kuran’ı okuyan, hükümlerini kabul eden ve uygulayan kişidir. Kuran’ın hükümlerini kabul edip, Allah’tan korktuğu yalanının arkasına sığınan, fakat güzel ahlakı yaşamında uygulamayan insanların ne derece samimi olduğu aşikardır.

Müslümanlar yalancı insanları bir şer olarak değil, tam tersine bir hayır olarak görmelidirler. Allah Müslümanlar arasında böyle çürük zihniyetli insanları yaratarak hem inananları, hem de münafıkları imtihan etmedir. Bu imtihanla Rabbimiz inananlar ile münafıkların arasını ayırmakta, müminlere münafıklarını durumunu göstermekte, münafıkların da cehennemdeki derecelerini arttırmaktadır.

Mine Çakır

Eğitimçi -Yazar

En son Haberler