DİNİMİZE GÖRE VELÎ VE EVLİYA
Allah dostu anlamında bir tasavvuf terimi olan veli; sözlükte, “yardım eden, koruyan veya yardım edilen, korunan” anlamlarına gelir. Kelimenin çoğulu olan evliya, Türkçede tekil anlamda da kullanılır. Kuran’da Allah’ın evliyasından bahsedildiği gibi, şeytanın evliyasından da bahsedilir. (bk. Yunus 62, Nisa 76).
Yirmiyi aşkın ayette; Allah’ın müminlerin dostu, koruyucusu olduğu bildirilir. Bunların bir kısmında peygamberlerin ve müminlerin, Allah’ı velî edindikleri belirtilir. “Sizin veliniz ancak Allah’tır, peygamberidir, bir de Allah’ın emrine boyun eğerek namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren müminlerdir” (Maide 55) gibi. Hz. Musa’nın duasında; “… Sen bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı…” (Araf 155) gibi ifadeler vardır.
Evliyanın önderi olan Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ibadet hayatı ve ahlâkının yanı sıra, vahiy esnasında yaşadığı manevi haller; velilerin daima göz önünde bulundurdukları hususlardır. Allah’ı görüyormuş gibi O’na ibadet edilmesi anlamına gelen “ihsan”, evliyanın hali olarak kabul edilmiştir.
“Bilesiniz ki Allah dostlarına asla korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler. Onlar, iman etmişler ve takvaya ermişlerdir…” (Yunus 62-63) ayetlerine göre veli, Allah’a inanan ve takva sahibi olan kimselerdir. Dolayısıyla her takvalı mümin, Allah’ın dostu ve velisidir. Allah ile aralarında sevgi bağı oluşturmuş olan muttaki kullar, kültürümüzde “Allah dostları” olarak anılır.
Dualarının kabul edilmesi ve ferasetleriyle doğru tespitlerde bulunmaları evliyanın kerameti sayılır. Keramet, Allah’ın lütfuyla evliyadan zuhur eden olağanüstü hallerdir. İstikamet (ahlâkî dürüstlük) kerametten üstündür. Zira keramet nefsin, istikamet Allah’ın istediği şeydir
Kuran’a göre, iman eden ve sâlih amel işleyen herkes Allah’ın velisidir; yani evliyasıdır. Hz Peygamber de, evliyayı bu şekilde tarif etmiştir. Veli, bir zümrenin unvanı olmadığı gibi, hiçbir kimsenin tekelinde de değildir. İmam Azam’a göre, Kuran’ın gösterdiği istikametten giden her muttaki insan, Allah’ın velisidir.
Allah’ın veli kulu olmak; insanı elinden tutup da cennete koymak değil, onu Allah’ın yoluna götürmektir. Veli kul, kendini veli olarak ilan etmez ve yaşantısıyla başkalarına hep örnek olur. Veli insan, hidayet edecek yetkiye sahip bir kişi değil; insanlara hak ve hakikati tavsiye eden kişidir. O, her zaman doğruları söyleyen; insanları kendine değil, hakka davet eden bir kişiliğe sahiptir.
“Mümin kullarına yardım eden, onları koruyan, işlerini gören, onların yakını ve dostu” anlamındaki Velî; Allah’ın isimlerinden biridir. Allah’ın koruduğu ve yardım ettiği kimseler olarak müminler de, Allah’a ibadet etmekle O’nun dostluğunu kazanıp velisi durumuna gelirler
“Allah iman edenlerin velisidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır…” (Bakara 257) buyuran Allah, bizlere müjde veriyor! Velisinin Allah olması, müminler için en büyük şeref ve güven kaynağıdır. Nasip eden Allah’a hamd olsun!
(Yararlanılan Kaynaklar: TDV İslam Ansiklopedisi, TDV Kuran Yolu Tefsiri, (Memduh Sarı-Kuran’a Göre Veli ve Evliya Kimdir?)
Hazırlayan: Bahtiyar BUDAK–Emekli Edebiyat Öğretmeni