Tarihi Göç Yaz Havasına Takıldı
Türkler’in Orta Asya’dan başlayıp Anadolu’ya uzanan, yaklaşık 5 bin yıldır sürdürdüğü ”konar göçer” yaşam tarzının bir sonucu olarak ortaya çıkan koyun, keçi ve ineklerle yazın yaylalara, kışın da düşük rakımlı yerlere göç etme geleneği Doğu Karadeniz’de yaşatılıyor.
Bu tarihi gelenekte yazın koyun, keçi ve inekleri ile Trabzon ve Gümüşhane’nin yüksek kesimlerindeki yaylalara göç eden besiciler, yaklaşık 1 ay önce sahil kesimindeki köylere dönmeleri gerekirken hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyredince geri dönmedi. Yaylacılar, dağların zirvelerinde yer yer kar olsa da zaman zaman bulutların arasından sıyrılan güneş ya da bastıran sisin oluşturduğu güzelliğin tadını çıkarıyor.
Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Küçükyurt Yaylası’nda yaklaşık 30 yıldır koyun ve inek besleyerek geçimini sağlayan Yılmaz Taşdelen AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu mevsimde yaylada havanın beklenenden daha güzel olmasının besicileri memnun ettiğini söyledi.
Kar yağması halinde hayvanları ile Maçka’nın Coşandere köyüne göç edeceğini belirten Taşdelen, ”Atalarımızın Orta Asya’da yazın yaylaklara, kışın da kışlaklara göç ederdi. Bu göç sırasında bir süre mezraa denilen orta kesimdeki güzleklerde konaklarlardı. Doğu Karadeniz’de de bu göç geleneği aynı şekilde sürdürülüyor” dedi.
Kış mevsiminin yaklaşmasına rağmen hayvanları ile yaylada bulunmaktan memnun olduğunu dile getiren Taşdelen, şöyle konuştu:
”Bir ay önce göç etmemiz gerekiyordu ama havalar iyi gittiği için göç etmedik. Köyde hayvanların su sıkıntısı var, burada yok, serbestçe dolaşıp otlayabiliyorlar. Diğer yaylalarda 1 ay önce biraz kar yağdı ve az sayıda yaylacı köylere göç etti ancak çoğunluk halen hayvanlarıyla yaylalarda bulunuyor. Kar yağdıktan 1 hafta 10 gün sonra göç edeceğiz, kar yağana kadar buradayız.”
Taşdelen, hayvancılığın zor bir meslek olduğunu da belirterek, ”Bizden sonra gelecek nesil bu işi yapmaz, güzel meslek ama gençlerimiz sevmiyor” ifadesini kullandı.
-”Kar yaylaları kapatınca göç edeceğiz”-
Gümüşhane’nin Çakırgöl Yaylası’nda 1400 baş koyuna çobanlık yapan Selahattin Bayrak ise 20 yıldır bu mesleği yaptığını, kış yaklaşmasına rağmen yaylalarda güneşin hakim olduğunu söyleyerek, ”Normalde koyunları köye götürmüş olmamız lazımdı ama havalar iyi gittiği için yaylaların tadını çıkarıyoruz. Kar yağınca köye döneceğiz” dedi.
Koyunları köyde beslemenin daha zor ve masraflı olduğunu anlatan Bayrak, ”Köyde hayvanları satın aldığımız ot ve yemlerle besliyoruz, fındık bahçelerinde otlatıyoruz, burada herhangi bir ücret ödemeden besleyebiliyoruz. Bu araziler Hazineye ait” şeklinde konuştu.
Bayrak, bu mevsimde hayvanlarla yaylada kalmanın zorluğuna da değinerek, ”Geceleri kurtlar koyunlara saldırmak istiyor. Benim sürüme bir zarar veremediler, gece sürüyü 2-3 köpeğimiz bekliyor. Ayrıca gece hava soğuk olduğu için dereler ırmaklar donuyor, koyunlar su içemiyor. Kar yaylaları kapatınca köylere göç edeceğiz” diye konuştu.
61Haber
