Piçoğlu Osman Efendi & Tıkmanoğlu Hoca
“Piçoğlu Osman Efendi, Şalpazarı’nda bir kahvede kemençe çalıyordu. Şalpazarı’nda da o dönemin meşhur hocalarından, Dorukkiriş Köyü’nden, ‘Tıkmanu (Tıkmanoğlu/Türkmenoğlu)’ lakaplı hatırı sayılır bir din âlimi vardı. Piçoğlu Osman, kahvede kemençe çalarken Tıkmanoğlu Hoca da oradan geçiyordu. Kahvenin önünden geçerken içerden gelen kemençe sesini duydu. Duyunca bir an durdu ve dinlemeye başladı. Kahvenin içinden de dışarısı görünüyordu. Hoca’nın durduğunu görenler hemen Piçoğlu’na kemençe çalmayı bıraktırdı ve o da kemençeyi oturduğu masanın altına sakladı. Ses kesilince Tıkmanu Hoca kahveye yöneldi ve içeri girdi fakat kahvenin içinde ne kemençeyi ne de kemençeciyi görebildi.
O geldiği için kemençenin saklandığını anlamıştı. Orada bulunanlara: ‘Kimdi o kemençe çalan?’ diye sordu. Tabi kimseden en ufak bir ses çıkmadı. Tıkmanu sorusunu yineledi… Bir daha sorunca Piçoğlu: ‘Ben çalıyordum Hocam.’ diye karşılık verdi. Bunun üzerine Tıkmanu: ‘Bir daha çal bakalım!’ dedi. Osman Efendi de hem saygıdan hem de günah korkusundan sıkıla sıkıla kemençeyi masanın altından çıkardı ve çalmaya başladı. Tıkmanu Hoca, Piçoğlu’nu dikkatlice dinledi ve çaldığı kemençeyi çok beğenmiş olacak ki ona ve oradakilere: ‘Yahu bu kemençe herhalde çalamayana günah!’ dedi ve oradan ayrıldı.” Tabi, hocaefendinin bu lafı herkesi bir anda kahkahaya boğdu…
Bu hikâyenin bir başka şekli de şöyledir:
“Piçoğlu’nun zamanında dönemin usluları (yaşlıları, akıl sahipleri) Piçoğlu’na: ‘Yahu bu şeytan işini niye yapıyorsun? Günah bu!’ dediler. Piçoğlu da bunun üzerine, ‘Beşikdüzü’nde derin bir hoca var… Ona gideceğim ve soracağım… Eğer o günah derse ben de bu işten vazgeçerim.’ dedi. Bu olaydan bir zaman sonra Beşikdüzü’ne gitti ve o bahsettiği hocayı buldu. Ona: ‘Hocam sana bir şey danışmak istiyorum.’ dedi. ‘Ben kemençe çalıyorum, bu sevap mı günah mı?’ diye sordu. Hoca da: ‘Al bakalım şu kemençeyi eline!’ dedi. Piçoğlu başladı çalmaya… Kemençe çalmayı bitirince hoca ona: ‘Oğlum bu çalana değil de çalamayana günah! Sana helal olsun!’ dedi.” Bunun üzerine Osman Efendi de gönül rahatlığıyla kemençesi ile yıllarca çaldı söyledi.
(Mehmet Gündoğdu, Mihr-i Kemençevî – Piçoğlu Osman Efendi, 2014, s.265.)
http://salpazarigundem.com