Güncel Haberler Son Dakika 

En Güçlü Silahları Tatlı Dilleri

Bazen canından bezmiş, artık ölmek isteyen bir hayat mağdurunu bazen de öfkeden gözü dönmüş, katil olmasına ramak kalmış birini ikna ediyor, hayata dönmelerine aracı oluyorlar. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Müzakere Timleri’nin polisleri onlar. Silahlarıysa halden anlayan tavırları ve tatlı sözleri…

Tarih 2 Ekim 2014… Yer: Zeytinburnu… Beştelsiz Mahallesi’nde oturanlar, alışık olmadıkları bir olayla karşı karşıya geldi. Restoran sahibi Mehmet Ö., 10 gün önce ölen köpeğini evinin bahçesine gömen Şehnaz U.’yu ekmek bıçağı ile rehin aldı. Kötü kokular nedeniyle işlerinin bozulduğunu söyleyen Mehmet Ö., bıçağı Şehnaz U.’nun boğazına dayadı. Cinayete saniyeler kala olay yerinde bir kahraman belirdi. Sakin, güven veren bir ses tonuyla konuşmaya başladı. Kurduğu her cümlenin ardından Mehmet Ö., bıçağını biraz daha uzaklaştırdı Şehnaz Hanım’ın boğazından. Sözcükleri sadece birazdan katil olmaya hazırlanan bir adamı değil, ölümün kıyısına gelen bir kadını da yatıştırmıştı. Bir saat boyunca konuştu. Silahı kelimelerdi. Kimse yara almadı onun silahından. Bir saatin sonunda Mehmet Ö. elindeki bıçağı bıraktı. Şehnaz U. sağ salim kurtuldu. Korkunç bir cinayeti yalnızca ‘iletişim’ kurarak önleyen bu kahramanın adı Cemalettin Demirci’ydi.. Atış yerine tatlı dil eğitimi alan bir komiserdi. O, geçtiğimiz yıl İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesinde kurulan ve intihar ile rehin alma olaylarına müdahale eden Müzakere Timleri’nin ekip başıydı.

9,5 SAAT KONUŞTULAR a

mün kıyısından yaşama döndürüyorlar. İlk yıllarında en uzun müzakere olayları 9.5 saat sürdü. 108 sıcak olaya müdahale ettiler, yüzde 95 başarı oranı yakaladılar. Anlama, ilgilenme, dinleme, sabır ve ikna yetenekleri onların olmazsa olmazı… Müzakere Timleri ilk defa kapılarını Pazar SABAH’a açtı. Ekibin başındaki komiser Cemalettin Demirci: “Olay yerinde dost meclisi kuruyoruz. Konuşturuyoruz, rahatlatıyoruz ve ikna ediyoruz” diyor.

İKNA YETENEKLERİ YÜKSEK

22 yıldır emniyet teşkilatında görev yapan ve tamamı sivil polislerden oluşan 10 kişilik uzman bir ekibin başında olan komiser Cemalettin Demirci, ekibi ile birlikte İstanbul’da yaşanan rehin alma ve intihar girişimi konularına bakıyor. İntihar etmek isteyen veya yakınları ile başka insanları silah veya bıçak zoruyla rehin alan kişileri tatlı dilleri ile adeta ölümün ve cinayetin kıyısından yaşama döndürüyorlar.

PROFİL ÇIKARIYORLAR

Müzakere Timleri’nin kuruluş aşamasında KOM’un (Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı) çalışmaları ile bir yıl boyunca müzakere eğitimi alan polisler, aynı zamanda İstanbul Emniyeti’ne bağlı sözleşmeli uzman psikolog ve psikiyatrlardan da destek ve eğitim alarak kendilerini yetiştiriyor. Mesailerinin geniş bölümü intihar girişimi vakalarına ayrılıyor. Bir intihar girişimi yaşandığında olayın yaşandığı bölgeye ulaşmak için yola çıkıyor ve ilk olarak muhatap alacakları kişinin profilini çıkartıyorlar. Sabıkasının olup olmadığını, geçmişini araştırıyorlar. Psikolojik sorunları bulunup bulunmadığına bakıyorlar. Olay yerine ulaştıklarında uygulayacakları teknikler ile izleyecekleri yol haritasını belirliyorlar. Rehin alma olaylarında da aynı araştırmalar yapılıyor. Yine müzakere eğitimleri bulunan Özel Harekat Polisleri de rehin alma konularında Müzakere Timleri’ne destek veriyor.

EMNİYETİN YENİ EKİBİ

Bir yıl önce Asayiş Şube Müdürü olarak atanan Emniyet Müdürü Yusuf Bengül (41) ile çalışmalarına hız katan Müzakere Timleri Türkiye genelinde sadece İstanbul’da faaliyet yürütüyor. Ekibin başında bulunan komiser Cemalettin Demirci, saatler boyunca sürebilen intihar girişimleri ve rehin alma olaylarında izledikleri yolları, çalışma tekniklerini, insanlara yaklaşımlarını ve son bir yılda İstanbul’da yaşanan bazı riskli vakalarda yaşadıklarını SABAH’a anlattı.

KENDİMİZİ TANITIYORUZ

– Çalışmalarınızda nasıl bir yol haritası izliyorsunuz?
– Olay yerine ulaştığımızda hedefimizdeki kişiye yaklaşıp kendimizi tanıtıyoruz. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden geldiğimizi, kendisini dinlemek ve yardımcı olmak istediğimizi söylüyoruz. Karşınızdaki kişiyi, gerçekten kendisine yardım etmek için orada olduğunuza inandırmanız çok önemli. Güven ortamı oluşturmak durumundasınız. Biz de onu yapıyoruz. Karşımızdaki kişinin profilinden yaklaşım şekli belirliyoruz. Bu nedenle olay yerlerine gittiğimizde intihar etmek isteyen veya insanları rehin alan kişilere telefonlarından ulaşmaya çalışıyoruz. Üzerlerinde telefonları yoksa kendilerine telefon ulaştırdıktan sonra megafon ile irtibat numaramızı söylüyoruz. Bu da mümkün olmuyorsa megafon ile konuşuyoruz.

– Müzakerelerde kişilere yaklaşımlarınız nasıl oluyor?
– Stres yoğunluğu üst seviyede oluyor. Söz hakkını önce karşımızdaki insanlara veriyoruz. Kendilerini konuşturarak rahatlamalarını sağlıyoruz. Bir arkadaş veya akraba gibi yaklaşıyoruz. Olay yerinde dost meclisi kuruyoruz. Uygun zamanın geldiğine inandığımızda ikna çabalarına başlıyoruz. Ne konuşacağını bilmek, iyi ve güzel konuşmaktan çok daha önemli bir yere sahip. İnsanlar anlattıklarında ferahlıyor. Biraz riskli de olsa sohbet ediyoruz. Üzerimizde silah olmadığını söylüyoruz. Ellerimizi havaya kaldırıyoruz. Birçok defa gerçekten silah olmuyor. Olaylarda Özel Harekat Operasyonu’nu son seçenek olarak görüyoruz. Karşımızdaki kişileri müzakere ile ikna edebileceğimizi öngörüyorsak asla zor kullanmıyoruz. Anlaşma olmadan riske girmiyor, müdahalede bulunmuyoruz. İşte bu nedenle müzakerelerde sabır önemli… Talepleri dinliyor, çıkış noktası arıyoruz.
– Sizlerden istenilen her talebi karşılıyor musunuz?
– Değerlendiriyoruz fakat çoğunu karşılamıyoruz. Yerine getiremeyeceğimiz taleplerin sözünü vermiyoruz.

İLK SINAVLARINDA BİR HAVA KORSANI VARDI

Müzakere Timleri kurulduktan sonra adını ilk olarak, Şubat 2014’te Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki bir olayda duyurmuştu. Ukrayna ile Rusya’daki bazı tutukluların serbest bırakılması için bir eylem planı hazırlayan Ukrayna doğumlu hava korsanı Artem Kozlov, Türk uçağını Rusya’nın Soçi kentine kaçırmak istemiş fakat uçak, pilotu tarafından İstanbul’a indirilmişti. Havalimanına giden komiser Cemallettin Demirci tercüman aracılığı ile hava korsanı Artem Kozlov ile konuşmaya başlamış ve Kozlov’u önce yolcuları uçaktan tahliye etmeye ikna etmişti. Olayın sonunda da yolcular uçaktan tahliye edilmiş, sonra da Kozlov etkisiz hale getirilmişti.

BİR SİGARA, BİR NASİHAT İLE SAKİNLEŞTİ

Pendik’te yaşayan 43 yaşındaki İlhan B., 25 Ağustos’ta evinin camına çıkarak silahla canına kıyacağını söyledi. Müzakere ekibi yine olay yerindeydi. Cemalettin Demirci, psikolojik rahatsızlıkları olduğu saptanan İlhan B.’ye camdan önce bir sigara, ardından da çakmak uzattı ve ikna çabalarına başladı. Komiser Demirci, bir akrabasının da psikolojik sorunları olduğunu, benzer bir olayı yaşadığını fakat tedavi olarak yaşamının normale döndüğünü anlattı. Müzakere tam iki saat sürdü. Bunalıma girdiği anlaşılan İlhan B. ilk önce silahı bıraktı, ardından da polislere kapısını açtı. Sohbet bir süre daha devam etti. İlhan B. evinde sakinleştirildi.

“HAVAYA SIK RAHATLARSIN”

Müzakere Timleri’ni gündeme taşıyan son olay, 4 Kasım’da Sarıyer’de yaşandı. 19 yaşındaki Muhammet Z., silah ve komando bıçağı ile çıktığı iskelede havaya ateş etmeye başladı; silahın tetiğini 10 kez çekti. Müzakereci polislerin iletişime geçtiği Muhammet Z., 4 yıl önce ayrıldığı okulunda âşık olduğu kız arkadaşına açıldığını ve reddedildiğini anlattı. Olayın perde arkasında platonik bir aşk vardı. Önce güven ortamı oluşturan müzakereci polisler cips verdikleri genci sakinleştirdi. Müzakere Timleri’nin başındaki Demirci “Havaya sık, rahatlarsın” dedi. İki saat süren olayda kalan mermilerini de havaya ateş ederek bitiren Muhammet Z. etkisiz hale getirildi.

POMPALI TÜFEKLE MÜZAKERE

17 Kasım Pazartesi günü Bayrampaşa’dan 155’i arayan vatandaşlar, Parkada’da yer alan suni gölette deniz bisikleti ile ilerleyen bir kişinin pompalı tüfeğini çenesine dayadığını ve intihar etmek istediğini söyledi. Müzakere Timleri olay yerine gitti. Deniz bisikletine binerek Vedat S.’ye yaklaşan polisler, 15 gün önce Finlandiya’ya giden eşinin kendisiyle konuşmadığını ve ona ulaşamadığını söyleyen Vedat S.’yi ölümden döndürdü. Polisler, Vedat S.’ye biri üç yaşında ve kız olan iki çocuğunun sığınacağı tek limanın kendisi olduğunu anlattı. Canına kıyması durumunda iki çocuğunun nasıl bir yaşam süreceği anlatıldı. Göletteki diyalog tam 1.5 saat sürdü Vedat S., en sonunda silahını müzakereci polislere teslim etti.

AİLESİNİ REHİN ALDI

Beykoz Kavacık Mahallesi’ndeki evinin balkonuna 23 Nisan 2014 tarihinde silahla çıkan Ali D. (32) de karşısında müzakereci polisleri buldu. Aynı evde yaşadığı aile bireylerini rehin almıştı. Kendisine, derdini dinleyecek birilerinin olduğu söylendi. Aynı mahallede oturduğu bazı kişilerden dayak yediği için olayı gerçekleştirdiğini anlattı. İkna çalışmaları 4.5 saat sonra tamamlandı. Müzakereci polisler olay yerine ulaştıklarında hava aydınlıktı. İşleri bittiğinde karanlık çökmüştü. Ali D.’ye, dayak yediği kişilerin yakalanacağı ve haklarında işlem yapılacağı söylendi. Ali D.’nin silahını sokağa atması sağlandı. Ardından adrese girildi ve rehineler kurtarıldı.

REHİNE KIZI KAPI ARKASINDAN KURTARDILAR

18 Nisan Cuma günü soluğu Zeytinburnu Veliefendi Mahallesi’nde alan Müzakere Timleri’nin hedefinde bu kez ayrıldığı eski eşinin ikamet adresine giren silahlı bir kişi vardı. Ölüm riski çok yüksek olarak görülen bu olayda 45 yaşındaki Mehmet B., eski eşinden olan 12 yaşındaki kızını rehin aldı ve eski eşini evden atarak daire kapısını içeriden kilitledi. Kızını öldüreceğini ve eşinin kendisine geri dönmesini istiyordu. Olay yerine giden müzakereci polisler apartmana girdi ve daire kapısının arkasından M.B. ile konuşmaya başladı. M.B., iki saat boyunca süren görüşmede yumuşatıldı. Özel Harekat Polisleri kızı kurtardı. Mehmet B. ise gözaltına alındı.

KOMŞUSUNUN BOĞAZINA BIÇAK DAYADI

Mesela intihar vakalarında; intihar girişiminde bulunan kişiler ile konuştuğumuzda bizlerden bir kişiyi ortaya getirmemizi talep ediyorlar. Bu eski bir arkadaş da olabiliyor, bir akraba da. Karşılamıyoruz. Çünkü o insanın gözleri önünde intiharı gerçekleştirebileceğini ve bunun intikam seçeneği olabileceğini düşünüyoruz. Bu ve benzeri durumlarda mümkün olmayan taleplerde de ikna etmeye çalışıyoruz. Karşımızdaki kişilerin profil, anlık reaksiyon ve olayların akışına göre ince damarları yakalamaya çalışıyoruz. Bizleri en çok zorlayan ise travmatik vakalar oluyor. Tabii başarılı ikna çalışmalarından sonra da gerekli adli ve idari işlemleri uygulamak zorundayız ve uyguluyoruz.

– Saat sınırı var mı? İkna çabaları ne kadar sürüyor?
– Hayır yok, saatlerce sürebilir. Ki böyle uzun süren çalışmalarımız oldu. Gündüz gidiyoruz, hava karardığında geri dönüyoruz. Eğer ikna edebileceğimize inanıyorsak zaman önemli değil. Ciddiyetle ve yüksek motivasyonla yaptığımızın işin öneminin farkındayız. Mesela geçtiğimiz temmuz ayında Fatih’te çok sıkıntılı bir konu yaşanmıştı. İki tefeciye yüklü miktarda para kaptırdığını ifade eden bir kişi ağaca çıkarak intihar girişiminde bulunmuştu. Elinde de bomba olduğunu söylüyordu. İşte o riskli ve travmatik bir konuydu. İkna edebilmek için 9.5 saat olay yerinde kaldık ve başardık. Saat açısından en uzunu olarak bu konuyu hatırlıyorum. Genellikle olayları 1.5 saatlik sürede çözüyoruz ama 4-5 saati bulan ve aşan konular da sık oluyor.

– Müzakere Timleri’nin gelişim süreci nasıl olacak?
– Eğitimlere ara verilmiyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve bazı üniversitelerden uzman ve profesör hocalar ile kurs programları oluyor. İstanbul Emniyeti’nde gelecek yıl 80 polise daha eğitim verilecek. Zamanla ekibin genişleyeceğine inanıyoruz. 2015 yılında bir de araç projesi olacak. Amerika’da müzakere polislerinin kullandıkları standart ve teknik donanımlarda bir araç projesi Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından onaylandı. İçerisinde müzakere telefon hattı da olacak araç ile ulaşılan olay yerlerinde bulunan kameraların kayıtları da elde edilebilecek. Böylece ortam ve kişi izlemesi rahat yapılabilecek. Müzakere bir ekip işi. Zamanla daha iyi noktalara gelinecektir. İtfaiye Ekipleri, sağlık görevlileri ve üst kadromuz her zaman bizlere istediğimiz desteği ve yardımı yapıyor.

BEN DECCAL’İM, ÖLDÜRECEĞİM

Başakşehir’de kışladan kaçan bir askerin G-3 piyade tüfeği ile havaya ateş ettiğini duyan müzakereci polisler olay yerine gittiklerinde ilk önce resmi ekipleri bölgeden uzaklaştırdı. Ahmet İ., müzakereci polislere “Ben Deccal’im. Şeytan beni insanları öldürmem için görevlendirdi” dedi. İkna çabalarına başlayan müzakereci polisler, askerin gözlerinin mavi olduğunu görünce konuşmaya başladı: “Deccal’i biliyoruz. Deccal mavi gözlü değil” dedi. İki taraf arasında ilerleyen sohbet sonucunda yanlış düşündüğü anlatılan Ahmet İ., polislerin aracına bindirildi. Müzakereci polisler tam sakinleşme sağlanana dek müzakereyi bitirmedi. Tüfek alındı, olay tatlıya bağlandı.

Haber Linki

En son Haberler