Kalaycılık Tarihe Karışıyor
Tarihçesi milattan önce 3000’li yıllara dayanan kalay bunca senedir insanlığa gelir sağlayan bir element olarak bilinir. Yüzyıllardır Türk kültürünün bir parçası olarak bilinen kalaycılık mesleği ise yok, günümüzde olma k üzere. Bakır mutfak eşyaları, bilindiği gibi üzerlerindeki kaplamanın soyulmasıyla birlikte zehir saçtığından dolayı kalaylanmak zorunda. Bu nedenle de bundan yaklaşık 20 yıl öncesine kadar kalaycılar ve kalaycılık mesleği revaçtaydı. Gelişen teknoloji ile birlikte, bakır eşyanın yerini krom, çelik ve alüminyum alışımlı mutfak ürünleri aldı. Kalaycılık, önceki yıllarda seyyar olarak da yapılırdı. El arabaları ve at arabalarıyla köy köy, mahalle mahalle gezen kalaycılar, zamanla kentlerin ücra köşelerindeki dükkanlara kapandı.
Balıkesir’in Edremit ilçesinde, 50 yıldır baba mesleği olan kalaycılıkla geçimini sağlayan Elmas Kaplan (57), Edremit’in son kalaycısı. İlçede kalay yapan başka kimse kalmadığını söyleyen Kaplan, çırak yetişmemesinden dolayı kendisiyle birlikte bölgede kalaycılık mesleğinin yok olacağını söyledi. İlçedeki Kuyumcular Çarşısı yakınında bulunan metruk bir binada kalay atölyesi bulunan Elmas Kaplan, eskiden odun ve kömür ateşinde yapılan kalayın, gelişen teknoloji ile birlikte tüp ateşinde yapılmaya başlandığını söyleyerek,
“Kalaycılık mesleğini 7 yaşımdan beri yapıyorum. Bu benim baba mesleğim. Artık çırak yetişmiyor. Kalaycılık bitti. Eskiden kaplar bakırdı ve kalaylanmak zorundaydı. Uzun zamandır teknoloji nedeniyle çelik, demir, krom, alüminyum alışımlı mutfak ürünleri satılıyor ve bakır mutfak gereçleri tarihi eşyalar kapsamına geçti. Antika gözüyle bakılan bu gibi kapları kalaylatıyorlar ve süs eşyası olarak dekor amaçlı kullanıyorlar. Ara sıra bize kalay işleri çıkıyor bu nedenle. Ben de mesleğimizi arada bir de olsa yapıyorum. Dükkanım var ve bakır mutfak eşyaları satıyorum. Şimdilik geçimimi bu işle sağlamaktayım” dedi.
1960’lı yıllardan sonra Alüminyum alışımlı paslanmaz mutfak gereçleri ortaya çıktı ve kalaycılık mesleği o günden günümüze ilgi düşüşe geçerek şimdilerde tükenme noktasına geldi. İŞKUR tarafından da meslek grupları arasına alındığı bilinen kalaycılığın püf noktaları ise oldukça ilginç. İlk olarak kalaylanacak kabın örs veya çekiç yardımıyla bozuk kısımları tamir edilir. Ezik yerleri düzeltilir, kırıklar ise kaynak yapılır. Daha sonra bu kaplar kalaycı çırağı tarafından kum ve kömür parçaları ile temizlenir. Kalaycı çırağı kararan yerleri tekrar parlatıncaya kadar ovar. İşin bu kısmını genellikle çıraklar üstlenir. Çırak, parlatacağı kabın üzerine ince kum ve kömür parçalarını ve bu parçaların üzerine de bir telis parçası koyar. Yapılan bu iş ile kabın temizlenmesi sağlanır. Bu iş, zımpara kağıdının olmadığı dönemlerde kapların bir nevi zımparalanarak temizlenmesine benzetilebilir.
Ocaktaki ateşin harlanması için körüğün çevirmesi gerekir. Kalaycılıkta kullanılan körükler, tek veya iki kollu olup, gövdesi deriden yapılanların yanı sıra, kol gücüyle döndürülen demir pervaneli bir hava üfleyici vantilatör örneği olan körükler de mevcuttur. Bu şekilde temizlenen kap ocakta ısıtılır. Isınan kap, üzerine kalayın tutması için toz nışadır (kimyasal bir madde) atılır. Yeterince ısınan ve üzerine nışadır sürülen kaba kalay biraz değdirilir. Kalay bu haliyle kabın üzerinde eriyik halde bulunur. Bu haldeki kalay bir pamuk yumağı ile kabın her tarafına dağıtılır. Bu işleme, kalay yapılacak kabın tüm yüzeyi kaplanıncaya kadar devam edilir ve kap soğutulduktan sonra kalay işlemi tamamlanır.
Karadeniz Gazetesi