18 Mart Çanakkale Zaferi (Foto Galeri)
Çanakkale Savaşı, 1.Dünya Savaşı’nın en çetin, en kanlı savaşı olmuştur. İnsan kanının su gibi aktığı, dramatik olayların yaşandığı, insanlık tarihinde benzeri olmayan bir savaştır. Osmanlı Devleti, 1.Dünya Savaşı’na Almanya’nın yanında katıldı. Düşmanların (İngiliz, Fransız) savaş gemilerinden oluşan çok güçlü dev bir donanma Çanakkale ve İstanbul Boğazlarını geçerek birlikte savaştıkları Rusya’ya yardım etmek istiyorlardı. Bu amaçla çok sayıda düşman gemisi Çanakkale Boğazı’na girdi. Beş, on gün içinde bu işi başaracaklarına inanıyorlardı.
Çanakkale’de Mustafa Kemal’in komutasındaki Türk askeri, düşmanı bekliyordu.
Türk ordusu ile düşman arasında aylarca süren çok kanlı kara ve deniz savaşları oldu. Türk donanmasının “Nusret” adlı mayın gemisinin mayınları, pek çok düşman gemisini sulara gömdü. Kahraman Mehmetçik ise özellikle Gelibolu yarımadasında akıl almaz çarpışmalar sonunda düşmanı büyük bir yenilgiye uğrattı. (18 Mart 1915) Bu savaşı kaybetseydik İstanbul derhal işgal edilecek, Anadolu pek kısa bir sürede parçalanacak, tarihteki son bağımsız Türk devleti de ortadan kaldırılmış olacaktı. Yurdumuzu korumak için aziz kanlarıyla kutsal yurt topraklarını sulayan şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin aziz hatıralarını sonsuza kadar yaşatmak, onlara saygı ve şükranlarımızı sunabilmek için onları her yıl 18 Mart’ta anarız; eşsiz zaferin coşkusunu yaşarız.
Çanakkale Savaşı; tarih sayfalarına yazılan, dünyanın en kanlı savaşlarından birisidir. Sömürgeci devletlerin yurdumuzu işgal etmek için, her şeyi ile hem denizden hem karadan üstümüze saldırdığı, fakat karşılarında yiğit Türk askerinin, göğsünü siper yaparak, “Yurdumu vermem” dediği bir savaştır. Çanakkale Savaşı; vatan sevgisinin cesaretin, inancın, saldırgan düşmanlarla göğüs göğüse çarpıştığı bir savaştır. Çanakkale Savaşı; yedi düvelin bütün güçleriyle saldırdığı, fakat karşılarında Mustafa Kemal’i bulduğu, gemilerini denize gömdüğü, askerlerini yurdumuzda bırakarak kaçtığı bir savaştır. Kısaca Çanakkale Savaşı; Mustafa Kemal gibi bir lideri ortaya çıkaran, O’nu Türk ulusuna tanıtan, lider yapan bir savaştır.
18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşı ve Öncesi
Boğaz savunması, girişten itibaren “Dış-Orta-İç Tabyalar” olmak üzere üç savunma grubu halinde tertiplenmişti. Boğaz kıyıları boyunca 20 tabyamızda, çoğunluğu kısa menzilli ve eski model, 170 adet top mevzilendirilmişti. İtilaf Devletlerinin savaş gemilerinde çoğunluğu büyük çaplı uzun menzilli 247 adet en modern toplar bulunmaktaydı.
İtilaf Devletlerinin Akdeniz Başkomutanı Amiral Carden, Boğazı geçerek İstanbul’a girmek için üç aşamalı saldırı planı yapmıştı. İstanbul’a bir ay içinde ulaşacağını hesaplamıştı. Plan gereğince, 3 Kasım 1914 günü 7 zırhlı ile Boğaza bir keşif taarruzu yaptı. Girişteki tabyalarımız zarar gördü. İkinci saldırıyı 19-25 Şubat 1915 tarihleri arasında 7 gün süreyle devam ettirdi. Türk topçusunun atış
menzili dışından yapılan bombardımanlar etkili oldu. 19 topumuz ve Boğaz girişindeki tabyalarımız kullanılamaz hale geldi. 26 Şubat günü düşman donanması Boğaza girdi orta kesimdeki tabyalar 8
saat süreyle kesintisiz bombardımana tabi tutulup sarsıldı. Bu başarılar üzerine Amiral Carden, Londra’ya çektiği bir telgrafta, 14 gün içerisinde İstanbul’a ulaşabileceğini müjdeliyordu. Amiral, hazırlıklarını tamamlamaktaydı. Son darbe 18 Martta indirilecekti. Ne var ki, kağıt üzerinde yapılan bu
savaş planında, Türk’ün kahramanlığı ve savaş azmi hesaba katılmadığı için evdeki hesap çarşıya uymayacaktı.
18 Mart 1915 Günü Savaşı
18 Mart günü, bundan 85 yıl önce, Çanakkale’de ufukları ümit ve zafer neşesi kaplayan bir gün daha doğdu. İtilaf Donanması 18 savaş gemisiyle saat 10.00’da boğazı yarıp geçmek üzere girmeye başladılar. İlk ateşi TRIUMPH zırhlısı, Çanakkale’ye 12 Km. mesafedeyken saat 11.15’te açtı. Savunma planımıza göre, gemiler topçularımızın ateş menziline girinceye kadar pusuda bekleyecek ve baskın tarzında ateş açılacaktı. Nitekim böyle yapıldı.
Düşman yaklaştıkça, topçularımızın giderek yoğunlaşan isabetli atışlarıyla karşılaşıyordu. Saat 12.00’ye geldiğinde orta kesimdeki 3 tabyamız ağır hasar almış, ama ayakta kalan diğer topçularımızın hedefini şaşmayan mermileri AGAMENNON zırhlısının çelik yeleğini parçalamış, INFLEXIBLE zırhlısının komuta köprüsü uçurulmuş ve bu arada düşman donanması Çanakkale’ye 7 Km. kadar sokulmayı başarmıştı. Savaşın en şiddetli anları yaşanıyordu. Türk topçuları Boğazı cehenneme çeviriyor, düşman zırhlıları da kıyı şeridindeki mevzilerimizi hallaç pamuğu gibi atıyor, kıran kırana bir savaş oluyordu.
Bu sırada Fransız GAULOIS zırhlısı aldığı ağır yaralarla saf dışı kalmış, BOUVET zırhlısı yırtılan çelik gömleğini yenilemek üzere geriye kaçarken, bir gece önce Dz. Yzb. Hakkı’nın NUSRET mayın gemisiyle boğaza döşediği mayınlara çarparak 639 personeli ile birlikte karanlık limanın sularına gömülerek kayboluyordu. BOUVET’in imdadına koşan SUFFREN ve GAULOIS da aynı akıbete uğramıştır. Saat 15.00’te IRRESISTIBLE ve onu takiben 16.00’da INFLEXIBLE ve 10 dakika sonra OCEAN zırhlıları, tam ileri atılacaklarken onların da ayakları Yzb. Hakkı’nın tuzağına takılarak batarken, INFLEXIBLE güçlükle kurtularak römorkör yedeğinde İmroz’a dönüyordu. Böylece 6 saatte 3 büyük zırhlısını kaybeden, bir bu kadarı da ağır hasara uğrayan gemilerini acıyla seyreden Amiral De ROBECK, kalanları kurtarabilme telaşıyla saat 17.30’da boynu bükük çekilme emrini veriyordu.