Mucizenin Alâsı
Bir yer düşünün, göz gözü görmüyor.
Karanlık bir mahzen misali; ne hava sızıyor içeriye, ne gün ışığı. Geniş ve ferah bir mekan zannetmeyin, alabildiğince dar ve içi sularla kaplı.
Biz üç oda bir salon koskoca evlere sığamıyoruz,böylesine olmazların iç içe kenetlendiği bir mekan ne işe yarar,dediğinizi duyar gibiyim.Hem havasız,hem ışıksız,hem dar, sıralamaya kalksak olumsuzluklar zinciri oluşturabiliriz bu şartlarla. Ama bir sanatkar var ki; en mükemmel şaheserlerinin tohumunu bu mekanda atıyor.
Zifiri karanlıkta günden güne neşv-ü nema bulan eser, etten duvarlarla korunuyor itinayla. Tüm eserlerde kullanılan malzeme aynı olduğu halde,fabrika misali seri üretim yapmıyor bu sanatkar.En ince teferruatına kadar kendine has özelliklerle donatıyor şaheserlerini. Bu mükemmel sanatkarın, ezel ve ebed sultanı ,Yüce Yaradanımız olduğunu idrak edemeyenimiz yoktur herhalde.
Bir su damlasını ete kemiğe bürüyerek eşsiz güzellikler yaratan ancak sonsuz cemal ve celal sahibi bir Zât olabilir.Zifiri karanlıkta hiçbir organın yerini şaşırmadan,karıştırmadan yerli yerine yerleştirmek muhakkak sınırsız ilim, hikmet ve kudretin iktizasıdır.Ne büyük ilimdir ki bu; saç teline,parmak ucuna kadar her yarattığına benzersizlik mührünü vuruyor.Makinevâri mekanik yaratıklar çıkarmıyor karşımıza.Gözün görmekten aciz kaldığı; akıl,ruh,vicdan,muhabbet,şefkat gibi saymakla bitiremeyeceğimiz hasselerle donatıyor…
Her yeni doğum Yüce yaratıcının mükemmel sanatının mucizevi gün yüzüne çıkış sancısıdır.Gazetelerde,medya organlarında,internette fellik fellik mucize,keramet haberleri kovalayan insanoğluna ,benzersiz yaratılışıyla her doğum bir mucize değil midir?Ülfet(kanıksamak) perdesini yırtıversek vicdanımızın,”oku”emrini ah bir becerebilse aklımız; işte ozaman her yeni doğum hayretimizi tavana vurduracak,ruhumuz her yeni doğumun mucizesiyle tekrar tekrar ” La ilahe illa hu” sırrına vâkıf olacaktır…
Gözlerimize sed çeken ünsiyet perdesi, etrafımızdaki harikaları sıradanlaştırıyor.İki başlı bir koyunun hayretini kulaktan kulağa gezdiriyoruz da ,sağlıklı,eli ayağı düzgün,taklid edilemez mührü vurulmuş,mini mini misafirleri es geçiyoruz.
İşte size mucize!!!İşte gözlerinizi yerinden çıkaracak , ağzınızı bir karış açtıracak,kulaktan kulağa yayılacak, haberlere manşet olacak bir sanat eseri.
Görene mucizenin alası…
Lakin bakmakla görmek arasındaki farkı farkedene…. l
Yazar: Zeynep Öztoprak